BAŞKA SEVİYE ( BAYERN MÜNİH BEŞİKTAŞ )


Beşiktaş tarihinin en önemli maçına çıktı bu akşam. Amaç ikinci maçı daha önemli hale getirmekti. Şenol Güneş herhangi bir kesim tarafından tartışılmayacak güzellikte kadro sürdü sahaya. Özellikle Gökhan Gönül'ü tercih etmeyip Adriano ve Caner seçimi çok yerinde. İnanılmaz bir sinerji vardı maç öncesi. Müthiş bir inanmışlık gördüm herkeste. Sanki Bayern değil de Almanya'nın başka takımıyla oynayacakmışız gibi hissettirdi Beşiktaş taraftarı. Abartanlar da çoğunluktaydı...

İnanın bu kadar iyi başlayacağımızı tahmin etmiyordum. Almanları kendi yarı sahasında başlattık. Babel ile ilk tehlikemizi yaratırken, Talisca topla kaleye yönelmeye çalıştı. İlk yirmi dakika kafa kafaya bir oyun. Hatta hücum presimizle ceza sahası çevresinden uzun oynattık birkaç kez. Arkasından tipik Türk takımına olacak bir felaket geldi başımıza. Bayern Münih gibi dev takımla oynayıp kabul edilemeyecek bir hata yaparsanız, cezayı anında keserler. Atiba yaktı! Vida kırmızı kart gördükten sonra, kendimizi yerden yere attığımız, dövüldüğünüz pozisyon kaçtı Vagner Love ile... Durup durup ahlar vahlar ettiren bir an.

Eksik kalmamıza rağmen ikili mücadelelerde hiç ezilmedik en başta. Sadece Coman zorladı. Bayern Münih alışık olmadığımız şekilde oynadı ilk yarı. Sürekli yan toptan pozisyon aradılar. Aslında bu topları iyi karşılar temsilcimiz ama rakip daha çok müdahale etti bunlara. İlk yarının sonlarına doğru maalesef çıkamamaya başladık ve karambolden ağlarımıza gitti top. Sevindirici olan eksik kalmış gibi değildik.

Keşke ikinci golü yemeden önce hamle yapılsaydı. Robben oyuna girdikten sonra çok sürklase etti bizi. Sanırım oyuna sonradan girmesi de onların şeytani bir planıydı. Maalesef canlarının istediği gibi oynayarak beş gol attılar. Gökhan ile neden başlamaması gerektiğini girdiği anda anlamışsınızdır.

İkinci yarı Babel, Quaresma ve Talisca'nın top ayağına değmedi ve 90 dakika sahada kaldılar. Atiba çok üzdü. İçimde ukte kalan durum, acaba 11 e 11 olsaydı maç sonu nasıl olurdu? Belki yine kaybedebilirdik ama ilk yarıyı gördükten sonra böyle düşünmek normal. Acaba şans yanımızda olur mu diye düşündüm ama şansta onların yanındaydı...

Başka seviye bu takımlar. Öyle kağıt üzerinde kaliteli oyuncumuz var, Leipzig'i yendik onları zorlarız diyerek olmuyor bu işler! Kulüp genleri önemlidir. Sistemi fevkalade olan takımlar bunlar. Bundesliga da en yakın rakibine 19 puan fark atmış takımı şöyle yaparız böyle yaparız demek cahillik kusura bakmayın... 4-0 dan sonra Ribery giriyor! Bizde Caner çıkıyor Gökhan Gönül... Nereye dağıtıyorsun?

Taraftarlara kızmıyorum inanmış olabilirsiniz ama biraz mütevazı olmak, temkinli olmayı bilmek gerekir. Bayern Münih ile oynayacağı maç öncesi, dünyada hangi takım oynarsa oynasın, '%51 şans bizim, onlar korksun demeçlerini bir yöneticisi vermeyecek iken, Ahmet Nur Çebi hangi amaçla yaptı bunları? Rakip üzerinde baskı yaratmayı amaçladı diyeceğim ki kendim bile tatmin olmam. Aklı sıra motivasyon yaratmak istedi lakin bana sorarsanız saçmalıktan öte değildi demeçleri...

Fabri ve Pepe olmasa daha farklı olurdu. Düşünün gerisini. Şampiyonlar ligi serüveni bitti sayılır. Büyük mucize lazım sonuçta. Şimdi derbiye dönecek gözler. İstanbul'daki maç prestije dönüştü. Gerçekler acıdır. Bu sezon için temsilcimize teşekkür edeceğiz artık. Öyle 33 35 yaşındaki adamları alarak, ancak bu kadarını yapabiliriz. Bayern seviyesine gelmek için daha çok basamak çıkmak gerekir. Umarım mütevazı olmayı bugünden itibaren öğreniriz.

Hiç yorum yok