DEMİR LEYDİ NESLİHAN DEMİR




EFSANE SPORCULAR SERİSİ-13-
DEMİR LEYDİ NESLİHAN DEMİR

Serdar ÜSTÜNTAŞ

                Ülkemizde kadın sporcu sayısının erkek sporcu sayısına fark attığı tek bir spor dalı vardır. O da kadın sporcularımızın en başarılı olduğu alan olan voleyboldur. Kadın voleybolunun özellikle son 20 yılda çok geliştiğini söyleyebiliriz. Başta Eczacıbaşı Kadın Voleybol Takımı, Vakıfbank Kadın Voleybol Takımı, Fenerbahçe Kadın Voleybol Takımı ve Galatasaray Kadın Voleybol Takımı olmak üzere 2000’li yıllarda Avrupa ve Dünya kulüpler şampiyonalarında takımlarımız alınmadık kupa bırakmamış durumda. Bir de Kadın Milli Voleybol Takımımız da dünyanın ilk on takımı arasında bir ekol olarak yer almış durumda. İşte bu çıkışta bir oyuncu daha fazla ön plana çıkmış durumda. Birçok oyuncunun ve genç kızın örnek aldığı Neslihan Demir Güler efsaneler serimizde ilk kadın sporcu olarak yer alıyor.



                9 Aralık 1983 tarihinde dünyaya gelen Neslihan voleybolla her kız çocuğu gibi okulda tanıştı. Ortaokula başladığı sene boyunun diğer arkadaşlarında biraz uzun olması sebebiyle voleybola daha fazla önem vermeye başladı. 12 yaşında aynı zamanda memleketi olan Eskişehir’in DSİ Spor Kulübünde altyapıda voleybola gerçek anlamda başlamıştır. Bir rüyası vardır ki o rüya şudur: Voleybolda Neslihan adını tarihe kazımak. Nitekim oynadığı smaçör mevkiinde gerçekten çok iyidir. Havada bazen çok ani şekilde karar değiştirir ve herkesi etkilemeye başlar. Karşısında ne yapacağını bilmeyen bloklar ve rakipler görmeye başlar. 2 senede gelişimini üst düzeye çıkarmıştır. Yeşilyurt Spor Kulübüne transfer olur ve ilk transferini gerçekleştirir. Bu esnada Genç Milli Takıma çağrılır. İlk defa Milli takıma çağrılmıştır. Fakat ilk deneyiminde çok heyecanlıdır. Antrenörler onu beğenmeyip elemişlerdir. 14 yaşındadır. Bıçak üstünde yürüdüğünü hisseder. Fakat o çalışmayı tercih eder. Günde 3 antrenman yapmaya başlar. Antrenmanlarda duvara karşı topu o kadar sert vurmaya başlar ki çıkan sesten bile Neslihan’ın zirveye doğru geldiği anlaşılmaya başlanmıştır. Yeşilyurt Spor Kulübünde başarılı 2 sezonu geçirdikten sonra bu defa Milli Takım kapıları açılmıştır Neslihan’a. 16 yaşında ilk defa A Milli formayı giymeye başlamıştır. Çok gençtir. Herkesten farklıdır. Çünkü solaktır ve stili değişiktir. Tam smaç vuracakken birden plase atıverir ve rakip takım ne olduğunu şaşırır. Daha o yaştan smaçları ile maçlar kazandırmaya başlar. Bu sayede artık üst düzey kulüplerin dikkatini çeker. O tercihini büyük bir yapılanma içine giren Vakıfbank Voleybol Takımını seçmekle yapar.
              
  2003 yılında ülkemizde düzenlenen Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonasında milli takımın iki as smaçöründen biri Neslihan diğeri de Rus asıllı Türk Natalia Hanikoğlu’dur. Turnuvanın en iyi altısına Natalia seçilirken Neslihan ise en iyi gelecek vadeden oyuncu olmuştur. Milli Takım ise o turnuvada finalde Polonya’ya boyun eğmiş ve gümüş madalya kazanmıştır. Bu başarı ile başarı çıtasını yukarıya çeken Neslihan lige ambargo koyan Eczacıbaşı’na Vakıfbank takımıyla meydan okumaya başlar. O sezonu şampiyon olarak tamamlayan ve Eczacıbaşı serisine son veren Vakıfbank’ta takımın yıldızı kuşkusuz Neslihan olur. O sene bir de Avrupa’nın üç numaralı kupası olan Top Teams Kupası da gelince Neslihan’ın yıldızı iyice parlamaya başlamıştır. 2005 yılı da 2004 yılı gibi çok başarılı geçer Neslihan için.  Vakıfbank ile bir şampiyonluk daha yaşayan Neslihan 2005 yılında Kadınlar Voleybol Şampiyonlar Liginde de boy gösterir ve birçok otoriteyi etkiler. İtalyan ve İspanyol kulüpleri onu izlemeye almıştır. 2005 yazında yine dinlenmeyi reddetmiş ve Milli Takımla birlikte Akdeniz Oyunlarına İspanya’ya gitmiştir. O turnuvada 2. Olan Türkiye’de turnuvanın sayı kraliçesi olan Neslihan’a hayran kalan İspanyollar onu ülkelerine getirmek için bütçelerini zorlamaya başlamışlardır. Nitekim bir sene öncesinin Avrupa Şampiyonu olan Tenerife takımı onu ikna etmeyi başarır ve Neslihan’a İspanya yolu gözükür.
          
      Ünü Türkiye’yi çoktan aşan Neslihan artık İspanya’da voleybol sevenleri büyülemeye devam eder. İlk  eşi Orkun Darnel ile evlendikten sonra hamilelik sürecinde bir süre voleybola ara vermiştir. Ama bir gün takımının zorlu bir lig maçında kulüp yetkilileri onu arar ve smaçörün sakatlandığını, oynayıp oynamayacağını sorarlar. Neslihan hemen bir doktor kontrolü yaptırır ve oynamaya karar verir. Hatta o maçta da en skorer oyuncu olmuş ve takımının galibiyetinde başrol oynamıştır. Onun bu fedakârlığı kulüp yetkililerini etkilemiş ve onunla yeni bir sözleşme imzalamışlardır. 2006 yılında düzenlenen Dünya Kadınlar Voleybol Şampiyonasında 10. Olan Milli takımda yine Neslihan tüm dikkatleri üzerine çekmiş ve turnuvada sayı kraliçesi olmayı başarmıştır.  2007 yılında yine Şampiyonlar Liginde boy gösteren Neslihan atmış olduğu smaç servislerle ve aldığı ace sayılarıyla 2007 yılının en iyi servis atan oyuncusu seçilmiştir. 2007 yılından itibaren voleybola hamilelik süreci sebebiyle ara vermiş ve kızı Zeynep Penelope’yi dünyaya getirmiştir. Artık bir başka ifade ile hem çocuk yapmaktadır hem de kariyer yapmaktadır. 2007 yılının sonunda tekrar voleybola dönmüş ve İspanya’daki son senesini geçirmiştir. 2008 sezonundan itibaren yeniden ülkemize dönmüştür. Vakıfbank ile yeniden anlaşan Neslihan bu sürede başarılı voleybol yaşamını sürdürmüştür. 2009 yılında Akdeniz Oyunlarında bu kez İtalya’da gümüş madalya kazanmıştır. Turnuvanın en skoreri yine Neslihan olmuştur. 2010 yılında herkesi şaşırtan bir kararla Vakıfbank’ın ezeli rakibi Eczacıbaşı ile anlaşmıştır. İlk senesinde Fenerbahçe’nin arkasında kalan Eczacı da yine en iyi oyuncu Neslihan’dır. Milli Takım ile Dünya Kupasına Japonya’ya giden Neslihan altıncı olan Milli Takımımızın yine gurur olmuş ve yine sayı kraliçesi olmuştur. Böylelikle iki dünya şampiyonasında ilk defa bir oyuncu en skorer oyuncu olmuştur. 2011 yılında Eczacıbaşı ile geçen başarılı bir sezondan sonra aynı yıl Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonasında bronz madalya kazanan Milli Takımımızda Neslihan yine en skorer oyuncu olmayı başarmıştır.  Sezon başlamadan yapılan Avrupa Grand Prix Elemelerinde en değerli oyuncu yine Neslihan seçilmiş ve bir başka başarıya daha imza atmıştır. 2012 sezonunda yine fırtına gibi esen Neslihan ve takımı Eczacıbaşı şampiyon olmuştur. Aynı sene voleybolda bir ilk yaşamış olan ve olimpiyatlara ilk kez katılan Milli takımda yer almayı başarmıştır. Olimpiyattan sonra omzundan yaşadığı sakatlıklar ve aile içi sorunlar nedeniyle voleybola tam gücünü verememiştir. 2013 yılında Orkun Darnel’den ayrılan Neslihan Demir yine kendini voleybolda bulmuştur. 2014 yılında oyuncu Kamil Güler ile evlenmiştir. 2015 yılında Eczacıbaşı ile CEV Şampiyonlar Ligini kazanmış ve bir başka rüyasını daha gerçekleştirmiştir. Yine aynı sene FIVB Dünya Kulüpler Şampiyonasını da kazanmışlardır. Artık kulüplerde kazanmadığı kupa kalmamıştır. 2016 yılında ise yine FIVB dünya Kulüpler Şampiyonasını kazanan Eczacıbaşı ile birlikte iki sene üst üste bu kupayı kazanan ilk takımın parçası olmuştur. Halen Eczacıbaşı takımında voleybol oynamaya devam eden Neslihan tecrübesini mükemmel bir şekilde yansıtmaktadır. Genç nesle örnek olan Neslihan hem Eczacıbaşı’nda hem de Milli Takımda yeni Neslihanlara da neler yapacaklarını anlatmakta ve onlara yol göstermektedir.

            
    Smaçör ve pasör çaprazı mevkisinde efsaneleşmiş bir kadın olan Neslihan özellikle yirmili yaşlarda tüm dünyanın hayranlıkla izlediği efsane kadın voleybolcumuzdur. Voleybolculuğunun yanı sıra güzelliği ile de taraflı tarafsız herkesi kendine hayran bırakmıştır. Bir de bunun yanına hanımefendiliği de eklenince gerçek bir voleybol efsanesi olmuştur. Hatta sokağa çıksanız kadın voleybolcu deseniz hemen size Neslihan ismini vereceklerdir. İşte bu sayımızda Kadın Voleybolumuzun Messi’si, sayı kraliçesi, demir yumruk, demir leydi Neslihan Demir’i işledik. Kendisine hem voleybolda hem de hayatında başarılar dileriz.

Sporda Manşet Dergisi 32.Sayının tamamını okumak içiin TIKLAYIN

Hiç yorum yok