Yavuz Onuk Röportajı

 



Herkese Merhabalar, bu ayki röportajımı eski profesyonel futbolcu Yavuz Onuk ile gerçekleştirdim. Buyurun Yavuz beyi hep beraber tanıyalım.

 

1-Yavuz Onuk Kimdir?

25.11.1983 (36) Almanya (Germersheim) doğumlu. Evli (5 senedir) 1 erkek çocuk babasıyım.

2- Futbola nasıl başladınız ve nezaman keşfedildiniz?

Gerçeği söylemek gerekirse ben kendimi bildim bileli ayağımda kollarımda kafamda yatakta top vardı. Ama bir Kulüp bazında 5 yaşında SV Philippsburg’a yazıldım, doğup büyüdüğüm kasabanın takımı. Nasıl anlatayım bilemiyorum ama çok ufak yaşta bile hedefim hep profesyonellik ve yukarısıydı. O anlamda her zaman hırslı ve arzuluydum. Keşfedilmem uzun sürmedi ve 7-8 yaşlarında hem bölgesel karma takımına seçildim ve bölgenin tek Bundesliga Kulübü olan Karlsruhe SC‘den teklif aldım maalesef genç olduğum için kulübümden izin çıkmamıştı. O dönem pes etmeden çalışarak 12 Yaşında Karlsruhe SC kulübüne bonservis ödenerek transfer oldum. Yeni kulübümde her yıl üstüne koyarak Reserve ve Profesionel A Takıma kadar yükseldim. Tüm alt-yapı kategorilerin antrenman ve eğitimini alarak. Ancak hırsıma ve arzuma yenilerek aşırı maç temposundan kasığımdan sakatlık geçirerek 2 ameliyat geçirdim ve bir seneye yakın Futbola ara vermek zorunda kaldım hatta Doktorlar birdaha oynayamazsın diye söylemlerde bulundu. Hayatımın en zor dönemiydi ama hiçbir zaman pes etmeyi düşünmedim ve geri döndüm çok sevdiğim yeşil sahalara daha güçlü daha hırslı. Fakat değişikliğe ihtiyacım vardı o dönemki Menajerim Harun Arslan Werder Bremen kulübünle iletişime geçti ve beni 1 hazırlık maçına davet ettiler. Maçtan sonra menajerime tekliflerini sundular ve beni istediklerini söylediler. Hayatımın en mutlu ve en mutsuz günüydü. Mutlu olmam bu kadar zor dönemden gelip de böyle  büyük kulübün seni istemesi ve mutsuz olmamın sebebi ise benim mevcut olduğum Karlsruhe SC kulübünün çok uçuk bonservis bedeli isteyerek beni bırakmamasıydı. Transfer gerçekleşmedi ve Karlsruhe SC kulübünden kırgın ayrıldım böylelikle Türkiye maceramda başladı …. Belki biraz uzun oldu ama okuyan genç kardeşlerime çok mesajlar var.

3- Türkiye’de ilk olarak benimde doğup büyüdüğüm şehir olan Mersin‘de forma giydiniz. Bize neler hissettiğinizden bahsedermişsiniz ?

Mersin idman yurduna transfer olma sebebim abimdir (Ekrem Onuk). Geçmiş deki başarılı yıllarından dolayı efsaneydi orda ve benim için de gurur vericiydi o zamanlar ve aynı zamanda heyecanlı ve zor bir görev. Mükemmel Mersin Taraftarını ve şehrini açıkçası çok seviyorum beni çok iyi ve candan karşıladılar. Türkiye‘de ilk senem olduğu için adaptasyon süreci yaşadım ama her zaman kulüp arkamda durdu ve sene sonu Mersin İdman yurdunun tek Süper Lige giden Futbolcusu oldum.

 

4- Bir çok Türk kulübünde forma terlettiniz. Unutamadığınız anılarınız varsa paylaşır mısınız?

 

Açıkçası o kadar çok var ki kitap yazabilirim ama bir tanesini kısa anlatayım. Süper Ligden düşen ve kadrosunu bozmayan Hocası Uğur Tütüneker’li eski Galatasaray‘lı Fatih Akyel,Batista,Yekta’lı Kasımpaşa’ya transfer oldum ve tüm Türkiye’nin gözü bizdeydi çünkü parola tekrardan Süper Lige çıkmaktı. Kulüp olarak zamanın Başbakanı ve şimdinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şampiyonluk sözümüz vardı. Artık üzerimizdeki sorumluluğu siz düşünün. Çok zor geçen sezonda direk Süper Lige hak kazanamasak da Play Off üzeri Ankara‘da final de Karşıyaka'yı 2-1 yenerek Süper Lige çıktık o gecede hiç uyumadan sabah Cumhurbaşkanımızın davetlisi olarak makamında ağırladı. Çok gurur vericiydi emeğimizin karşılığını alarak şampiyon olarak o dönemin Başbakanının davetlisi olarak bizi ağırlaması. Ayrıca Cumhurbaşkanımız bilindiği gibi Kasımpaşa’da top koşturmuş ve 5 numaralı formayı giymiş ve o dönem benim forma numaram aynı olması sebebiyle aramızda güzel bi konuşma geçti ve kendisine 5 nolu isimli formayı takdim ettik.

5- Türkiye’de en son benim de memleketim olan Batman‘da Forma giydiniz? Orada neler yaşandı nasıl bir sezon geçirdiniz ve Almanya‘ya dönüş kararını nasıl aldınız?

Açıkçası Batman Petrolspor ve Batman şehri beni şaşırttı. Çok düzenli bir Kulüp yapısı var ödemelerde veya verilen sözlerde hiçbir zaman sapma olmazdı ayrıca şehir merkezi olsun insanı olsun her şeyle güzeldi. Şu an hala görüştüğüm Yönetici abilerim ve arkadaşlarım var buda orda kendimi nasıl rahat ettiğimi gösterir. Sezon inişli çıkışlı geçmesine rağmen yönetim ve taraftarlar her zaman arkamızda durdu bu Türkiye'de çok rastlanan bir şey değil umarım Batman Petrolspor yolu bir gün Süper Lig olur çünkü hak ediyorlar. Maalesef ayrılma sebebimde çok sık sakatlanmam oldu tedavileri İstanbul ve Almanya’da olmam sebebiyle dönmemde dolayısıyla zaman alıyordu sonucunda Şampiyonluk şansımızda kalmadığı için ayrıldım ve Almanya‘ya döndüm.

 

6- Türk ve Alman Futbolu arasında ki farklar sizce nedir?

Çok farklar var nerden başlasam. İlk önce bir genelleme yapım iki apayrı mantalite ve kültür. Aradaki fark biz artılarımızda takılıp kalıyoruz eksilerimizi ya görmezden geliyoruz ya da üzerinde fazla durmuyoruz sanırım her şeyin çabuk olmasını istediğimizden dolayı ama böyle şeyler sabır ve sıkı çalışma ister. Almanların yapısı ise eksi yönlerinin üzerinde sabırlı sıkı çalışıp artılarını üzerine koyuyorlar ve bu sadece Futbolda değil her alanda. Üstüne tabi ki İş ahlakı geliyor idman olsun maç olsun fark etmiyor. Ciddiyeti disiplini koruyarak ve çalışma azmini yüksek tutarak çalışılır Almanya’da ve buda başarıyı getiriyor. Mesela alt yapıdaki çalışma sistemi Hocaların öğretme şekli bildiğimiz ana okullardaki gibi ders alıyorsun her oyuncunun üzerinde titiz durmaları ve ondan en iyi verimi alıp en iyi şekilde bir üst kademeye emanet etme ve bunun meyvelerini a takımda almaları maalesef bunların çoğu bizde kısmen yada hiç yapılmıyor. Yetenek olarak bizim ülkemizde fazlasıysa oyuncu var bunun üzerine saydığım unsurları katarsak çok çok daha iyi yerlerde olacağımızdan hiç şüphem yok.

7-Futbolu bırakma kararını nasıl aldınız?

Üst üste sakatlıklar geçirdim maalesef ve geri dönüşler her zaman ağır antrenmanla ve azimle oluyor son dönemler mental olarak çok yorulmuştum açıkçası, Batman‘dan Almanya‘ya döndüğümde yine Türkiye‘ye gitme planım vardı ama aynı zamanda şimdiki Eşimle Paris’te tanıştım ve tüm planlarım değişti. Almanya’da kalma kararı aldım ve Türkiye’deki Futbolculuk kariyerimi sonlandırdım. Düşündüğümde iyi ki de kalmışım ve Eşimle tanışıp evlenmişim diyorum çünkü aile her şeyin üzerindedir.

8-Gelecege yönelik planlarınız nelerdir?

Gelecek tabi her zaman Futboldur ve hiçbir zaman kopamıyorsun Türkiye'de ki ilişkilerimde her zaman sıcak tutarım hocalarım, başkanlarım futbolcu arkadaşlarım olsun görüşüyorum ve fikir alışverişinde bulunuyoruz sürekli yani Türk futbolundan kopmuyorum. Almanya’da düşüncem tabi ki eğitim futbol içi her alanda ama ağırlıklı tabi ki hocalıkta mümkünse B-lisanla başlayarak yukarıya kadar. Güzel olan hala kendimi çok iyi hissediyorum oynayarak bunu yapmak ve tüm öğrendiğim birikimlerimi en iyi şekilde aktarabilmek. Ne yapalım içimizdeki Futbol aşkı ve hırsımız gitmiyor ve gideceğini de sanmıyorum.

9- Türk Futbolunun gelişmesi için neler yapılmalıdır?

İlk olarak birbirimize Saygıyla yaklaşmamız lazım çok büyük eksiğimiz. Futbolu tüm dünya izliyor ve futbolcu olmak isteyen minik kardeşlerimiz var onlara örnek olacak davranışlar sergilememiz gerek. Sistematik veya Çalışma şekli olarak Almanya ya da İngiltere gibi üst düzey yapılanmalardan fikir yada çalışma yapıp ülkemizde uygulanabilir. Âmâ bunların temeli inanarak kararlı yaptığımız işi ciddiye alarak kalpten arzulu ve disiplinli çalışmak ve bu unsurlara uymayan herkesi saf dışı bırakmak. O kadar çok yapılanma yöntemleri var ki yeter ki istek olsun ve hep birlikte yapabilmek. 

10-Genç kardeşlerimize ne gibi önerilerde bulunursunuz?

Futbol dünyanın en güzel ve zevkli işi ama aynı zamanda 10-15 sene fedakarlık yapmak demektir. Normal hayatınızda hiç ulaşamadığınız ve açamadığınız kapıları açar ufkunuzu genişletir ve insan olarak inanılmaz gelişime katkı sağlar. En güzeli ve en önemlisi tüm kötü alışkanlıklardan uzak tutar. Genç kardeşlerim size önerim Hocalarınıza saygıyla yaklaşın ve her zaman hatayı ilk kendinizde sorgulayın varsa üzerine çalışın çalışın arzulu kalbinizle rüyasını kurarak herkesten fazla çalışın. İnanın bana düşündüğünüzden daha da güzel yukarda Futbol oynamak HERŞEYE DEĞER.

 

11- Sporda Manşet dergisi hakkında ki görüşlerinizi alabilir miyiz?

  Derginizin içeriği, özellikle bütün spor dallarıyla yakından ilgilenmeniz çok harika. Başarılarınızın devamını diliyorum.

 

 

 

 

 


Sporda Manşet Dergisi 66.Sayı

Hiç yorum yok