Hasan Kabze Röportajı

 


Hasan Kabze Röportajı

 

Herkese merhabalar sevgili okurlarımız, dergimizin bu ayki yayınında 2000'den beri her sene Almanya’nın Stuttgart şehrinde düzenlenen ve bu yıl 19. Senesi olan TARKACUP'a konuk olduk. Tarkacup 19 sene boyunca birbirinden ünlü isimlere ev sahipliği yapmıştır. 2019 senesinin ünlü konuklarından biri de Galatasaray’ın ve Milli Takımımızın eski yıldızı Hasan Kabze. Turnuvada şöhretler takımında mücadele eden Kabze ile yapmış olduğumuz röportajı okurken herkese keyifli dakikalar diliyorum.

1.Hasan Bey öncelikle Almanya'ya hoş geldiniz. Futbola ilk adımı nasıl attınız ve nasıl ilerleme kaydettiniz?

Teşekkür ederim hoş bulduk. Öncelikle başta Sporda Manşet Dergisi çalışanları olmak üzere bütün okurlarınızı sevgiyle selamlıyorum.

Futbola 17,5 yaşında ilk olarak Bucaspor alt yapısında başladım. Orada profesyonel olduktan sonra Çanakkale Dardanelspor’a transfer oldum.2007 senesinde ise Galatasaray’a transfer oldum. Galatasaray’a imza attığım zaman birçok hedef için kendime söz verdim. Bu hedeflerimin arasında olan, A Milli Takım forması giymeyi ve yurt dışında oynamayı gerçekleştirdim. Yurt dışında Rubin Kazan ve Montpellier takımlarında oynadım.

Yurda geri döndükten sonra sırasıyla Orduspor, Konyaspor, Akhisar, Sivasspor ve Altınordu kulüplerinde oynadım. Son olarak futbolu 2017 yılında Altınordu’da bıraktım.

2. Oynadığınız dönemdeki A Milli Takım ruhundan bahseder misiniz?

Türkiye Milli Takımına ilk kez 2000 yılında U18’e davet edildim. Oradan A2 ve 2006 senesinde A takıma çağırıldım. İlk maçımda ilk golü atmak inanılmazdı benim için. 7 kez A Milli formayı giydim ve 2 kez gol attım. O hissi yaşamak emin olun kelimelerle anlatılmaz.

 

 

3. Kariyeriniz boyunca birçok takımda kupalar kazandınız.  Sizin için en önemlisi hangisiydi?

Özellikle tabi şöyle bir şey söylemek istiyorum; ben futbola Bucaspor’un alt yapısında başladım ve o dönemde B gençler Türkiye Kupasını kazandık. Futbola ve kariyerime kupa kazanarak başladım. Sırasıyla Galatasaray’da Türkiye Lig Şampiyonu olduk ve sonrasında Türkiye Kupasını kazandık. Rubin Kazan’da 2 sene üst üste Rusya ligi Şampiyonluğunu kazandık ve orada da Rusya Süper Kupasını aldık. Montpellier ile Fransa’da şampiyonluk yaşadım ve bunların hepsi benim için unutulmazdı. Bunların hiçbirini ayıramam çünkü gerçekten 3 tane ülkede 3 ayrı ligde şampiyonluk yaşamak mükemmel ve gurur vericiydi benim için.

 

 

4. Galatasaray'a transfer olduğunuzda neler hissettiniz?

Galatasaray’a transfer olurken gerçekten zor bir transferdi. Bonservis bedelinde büyük sıkıntılar yaşandı ancak ben büyük bir fedakârlık yaparak o dönemin parasıyla 50 bin $ olan bedeli, bana verilecek olan ücretin içerisinden tahsil etmelerini istedim. O şekilde oldu. Tabii imza atana kadar hiçbir şey kesin olmuyor. İmza attıktan sonrada inanılmaz mutluluk oldu. Çünkü hayallerim arasında büyük bir takımda oynamak, A Milli Takıma gitmek, yurt dışında oynamak vardı. Bunların hepsini futbola başlarken söylemiştim zaten. Şimdi söylemiyorum çünkü bunların hepsini yaşadıktan sonra söylemek daha kolay.

 

5. Beşiktaş ile deplasmanda oynadığınız ve son dakikada attığınız mükemmel gol ile sahadan 3 puanla ayrıldınız. Golden sonraki hisleriniz ve soyunma odasında yaşananlardan bahseder misiniz?

Maç benim için çok önemliydi. Galatasaray forması ile attığım en önemli gollerden iki tanesiydi. O maç berabere bitmiş olsaydı bile Fenerbahçe şampiyon oluyordu. İkinci yarı oyuna girdikten sonra 65. Ve 90+3’te santrası olmayan golü attım. Golden sonra takım olarak inanılmaz sevinç yaşadık. Benim için çok çok özel bir geceydi. Takım olarak şampiyon olacağımıza inancımız tamdı. Ve Allah’a şükürler olsun ki o dönem o goller şampiyonluğu getirdi. Benim içinde çok önemlidir.

 

 

6.Futbol kariyerinizi sonlandırmaya nasıl karar verdiniz?  Gelecek planlarınız neler?

Her şeyin tabii ki bir sonu var. Futbol benim için Profesyonel olarak bitmişti ancak halen futbolu çok seviyorum ve halen içerisindeyim. Bugün de buradayız. Bu tür organizasyonlarla o özlemimizi gidermeye çalışıyoruz. Gelecek planlarım ise şu an da antrenörlük kurslarına gidiyorum. UEFA B lisansım mevcut ve A lisansı için başvurumu gerçekleştirdim. Yaklaşık 3 ay sonra oraya gideceğim. İnşallah önümüzdeki dönemlerde profesyonel teknik direktör olmayı planlıyorum.

 

7.Tarkacup hakkında neler söylemek istersiniz?

Tarkacup ile bu sene tanıştım. Tabii ki bu tür organizasyonların olduğunu biliyordum ancak katılmak bu seneye kısmet oldu. Bu tip organizasyonlar buradaki insanları bir araya toplamak, kaynaştırmak için harika oluyor. Spor zaten kendi başına birleştirici bir unsur.  Böyle bir etkinliği de 19 sene üst üste yapmak mükemmel bir başarı. Burada da turnuvayı düzenleyen kişi olan Sami Tombul beye bir parantez açmak lazım. A’sından Z’sine her şeyi ile uğraşan bir kişilik. Kendisini ve ekibini tebrik ediyorum.

 

8.Hami Mandıralı, Ali Güneş, Ekrem Onuk, Hüseyin Çalhanoğlu gibi ünlü isimlerle turnuvada harika mücadele ettiniz. Hayranlarınız da sizleri burada yalnız bırakmadılar. Neler söylemek istersiniz?

Bizleri yalnız bırakmayan, destekleyen herkese çok teşekkür ediyorum. Zaten Hami ağabey olsun, Ali kardeşim olsun ve diğerleri de dâhil hepsi hem futbol hayatından hem de sosyal hayattan tanıdığım sevdiğim insanlar. Bugün burada onlarla aynı takımla olup mücadele etmek mükemmeldi. Her ne kadar şampiyonluğu finalde kaybetsek de buradaki insanların gönlünü oynadığımız futbol ile kazandığımıza eminim.

 

 

9. Sporda Manşet Dergisi okurları için neler söylemek istersiniz?

Bizlerin ve okurlarının sürekli takip etmesi gereken bir dergi olarak görüyorum. Sen de burada bize yardımcı ve destek oldun. Bütün içtenliğin için teşekkür ediyor, kariyerin ve yayın hayatında başarılar diliyorum.

Röportaj: Ümit Bayman

 

Hiç yorum yok