ZİHİNSEL SORUN



Özellikle geçtiğimiz sezonun başından itibaren başlayan ve zaman geçtikçe kronikleşen bir soruna sahip oldu Galatasaray. Deplasman kâbusu! Çok kaliteli bir kadroya sahip olunmasına rağmen, aşırı derecede oluşan iç saha dış saha performans farkı, camia açısından çok can sıkan bir mevzu.



Bir önceki sezon demişken hatırlayalım mesela. İlk deplasman Osmanlıspor maçıydı. Üç farklı önde olunmasına rağmen, bir anda tuhaf savunma zaafları belirmeye başladı ve Linnes topu çizgiden çevirmese, belki oradan rakibine puan vereceklerdi. Ardından Antalyaspor deplasmanında çok mahkûm kalınan bir futbol ve zar zor alınan bir puan!



Toplamda yaşanan 7 mağlubiyet ve hepsinin ortak noktası, silik bir futbol ile sonuçlanması. Yani kora kor mücadele edip, rakibinin daha fazla istemesinden ya da güç yetmemesinden kaynaklanan kayıplar değil bunlar! İşte bunun en büyük sebebi, bu kadro iskeletinin, mabedi dışında oynadığı maçlara konsantre olamama hali! Kafaca ne yaşıyorlar bilmiyorum. Yaşanan deplasman sorununun teknik taktik veya tercihler olduğunu da düşünmüyorum ayrıca.



Hiç mi iyi oynamadı bu takım deplasmanda? Gayet de oynadı hem de çatır çatır! Hangi maç? Kadıköy’deki, 90. Dakikada galibiyeti kaçırdığı Fenerbahçe maçı! Müthiş mücadele ettiler ve 2012 yılındaki süper finalde oynanan Kadıköy deplasmanı ile eşdeğer bir mücadele vermişlerdi. Bize deplasmanda iyi oynayabileceklerini göstermişlerdi! Maçtan bir gün önce, tam 30 bin kişiye yakın sarı kırmızılı taraftar, Türk Telekom stadyumunda tarihi bir desteğe imza atmıştı. İyi de deplasmanda böyle oynayın diye, insanlar işini gücünü bırakıp her iki haftada bir size bu desteği veremez ki… Tarihte böyle bir örnek yok!



Son olarak Trabzonspor deplasmanında, skordan ziyade sahada ruh gibi gezinen bir Galatasaray oyuncu grubuna şahit olduk. İlk düdükten son ana kadar sahada ne yaptığını bilen, duruma isyan eden bir tane Galatasaraylı oyuncu yoktu! Trabzonspor efsane bir futbol mu oynadı, benim nezdimde hayır! Standart bir futbol ile, çok basit şekilde üstünlük kurdular. Peki, Galatasaraylı oyuncular neden bu kadar aciz duruma düştü? Yapılan amatörce hataların sebebi ne? Kenarda taktik verecek teknik heyet var, sahada teknik kapasitesi yüksek bir grup var. O zaman iş konsantrasyona kalıyor. İki maç üst üste iç sahada sahanın en iyisi Maicon iken, Trabzonspor deplasmanında yeni transfer Nwakaeme’den yürüye yürüye çalım yemesinin yetersizlik ile alakası yok!



Demek ki bu oyuncular atmosferden çok fazla etkileniyorlar. Zihinsel bir çöküntü yaşayıp sahada teknik ve fiziksel mücadele sergileyemiyorlar! Bunu neden savunuyorum; iç sahada aldıkları başarılı sonuçlardan! İç sahada taraftarlarının yarattığı müthiş atmosfer sayesinde alınıyor o başarılı sonuçlar. Deplasmandan ters tepki veriyor yani. Bir maç önce iç sahada Alanyaspor’a yarım düzine gol atan takım, aynı kadro ve aynı taktik ile hiçbir varlık gösteremeden dış sahada farklı mağlup oluyorsa, bunun tek açıklaması, oyuncuların yaşadığı psikolojik problemdir! Geçtiğimiz sezon alınan iç saha galibiyetleri ardından dış saha mağlubiyetlerini göz önüne getirin, hak vereceksiniz…



Spor programlarında kimse buna değinmiyor. Mesela diyorlar ki Alanyaspor maçına aldanıldı. Kardeşim altı tane gol atılmış ne aldanması? Fatih Terim gayet adaletli bir şekilde bozmadı ‘’kazanan’’ kadrosunu. Bakın bu iskelet bunu yine yaşar! Orayı değiştir bunu kes diğerine şans ver fark etmez! Bu oyuncuların ciddi şekilde terapiye, psikolojik desteğe ihtiyacı var! Dış saha atmosferinde neler hissettikleri uzmanlar dahilinde anlatılıp çözüm reçetesi oluşturulmalı. Spor sadece fizik ve adele ile yapılmıyor. En önemlisi aslında zihinsel özellikler. Size saçma gelebilir belki fakat kesinlikle bu duruma böyle bir müdahale şart. Moral motivasyon dengesi sağlanmazsa, daha çok dengesiz futbol ve sonuç alır bu oyuncu grubu.

Hiç yorum yok