SPORDA MENİSKÜS YARALANMALARI
SPORDA
MENİSKÜS YARALANMALARI
Dizde
bulunan menisküsler tibia ve femur kondilleri arasında yerleşmiş C şeklindeki
fibröz kıkırdaklardır. Menisküslerin
periferik kenarı kalın ve konveks olup eklem kapsülünün iç kısmına tutunur,
merkeze doğru giderek incelerek serbest hale gelir, menisküslerin üst yüzü
konkav olup femur konveksitesine uyum sağlar, alt tibia kısmı ise düzdür.
Böylece yandan bakıldığında menisküsler üçgen şeklindedirler.
İç
ve dış olmak üzere iki adet menisküs vardır. Her iki menisküs birbirlerine
benzeseler de fonksiyonel yönden farklılıklar gösterirler. Ortak fonksiyonları:
Ø
Yük taşıma
Ø
Yük dağıtma
Ø
Şok absorbsiyonu
Ø
Lubrikasyon
Ø
Stabilizasyon
İç
menisküs tüm çevresi boyunca eklem kapsülüne yapışır, dış menisküs ise
popliteal tendonun geçtiği bölgede (Hiatus Popliteus) kapsül ile bağlantısı
yoktur. Dış menisküsün ön ve arka boynuzları iç menisküse gore daha yakındır,
bu iki nedenden dolayı da dış menisküs iç menisküse göre daha fazla
hareketlidir. Hareket azlığı nedeniyle iç menisküs dış menisküse göre daha
fazla travmaya maruz kalır.
Menisküslerin
kanlanması sıkıntılı bir konudur. Erişkinlerde menisküslerin periferik
%15-30’unda damarlanma mevcuttur. Menisküslerin periferi kanlanmanın çok iyi
olduğu kırmızı alan, kanlanmanın az olduğu orta alan kırmızı-beyaz alan,
kanlanmanın olmadığı merkez kısımda beyaz alan ismini alır. Vasküler anatomiye bağlı olarak menisküsler
travmaya uğradıklarında periferden merkeze iyileşme şansı azalır. Bu nedenle operasyon sırasında yırtığın
yerine, kişinin yaşına, yırtığın tipine, aktivitelere, ve ek patolojilere göre
tedavi yöntemi ve ameliyat tekniği değişmektedir.
Yeni doğanda
menisküsün periferinin %50’si damarlanırken yaşla bu azalır ve 40 yaş üzerinde
periferin %20’sinden azı damarlanmaktadır.
Menisküsün kanlanması yaş ile ters orantılıdır.
Yapılan
çalışmalarda insan menisküsünün propriosepsiyona (Mekanoresöptör) sahip
olduklarını ve ağrı reseptörlerine sahip olmadıklarını ve bunun aksine
perimeniskal dokunun sinir sonlanmaları olduklarını göstermiştir. Bu da
menisküs yırtıklarında ağrının perimeniskal dokunun irritasyonu ile oluştuğunu
açıklamaktadır.
Menisküsler
yoğun ekstrasellüler matrix ile çevrilmiş az sayıda hücreden oluşan tipik bir
bağ dokusudur. Menisküs hücreleri fibröz kondrosit görünümümde olup fibröz kıkırdak
matrixi üretirler. Yaşa ve canlı tipine göre menisküsün ortalama % 70’i
sudur. Ekstrasellüler matrixin %60-70
kollojen geri kalan kısmı ise proteoglikanlar, matrix glikoproteinleri ve
elastin oluşturur. Menisküslerin büyük kısmı
avasküler olmasına rağmen aktif bir dokudur. Fibrokondrositler menisküslerin
üzerine gelen yüklere göre proteoglikan sentezi miktarını değiştirebilir. Diğer
dokularda olduğu gibi menisküslerde de yüklenmeme ve hareketsizlik zararlı
etkilere sahiptir.
Menisküs
yırtıklarında tanıda hikâye, fizik muayene ve görüntüleme yöntemleri önemlidir.
Fakat hiçbir tanı yöntemi mutlak değildir.
Diz Muayenesi: Öykü önemlidir, şikâyetin ne zaman başladığı, nasıl olduğu ve
süreci irdelenmelidir. Menisküs yırtılmaları travma olmaksızın da olabilir.
Fakat genç yaş ve aktif sporcularda genellikle bir travma sonrası menisküs
yırtığı ile karşılaşırız. Antrenman sırasında veya maç sırasında bunu çok daha
kolay izleyebiliriz.
Diz şişmesi: Menisküs kanlanması az olan bir doku olduğu için her yırtılan
menisküste dizde şişme beklemeyiz. Ödem olması için yırtığın menisküse gelen
damarıda zedelemesi sonucunda travmanın takibinde oluşur. Travma kanlanmanın
çok az olduğu bölgede oluşursa ödem belirli bir süre sonra oluşur. Dizde ödem
menisküs yırtıkları için olmazsa olmaz değildir.
Ağrı: Menisküs kendisi ağrısız bir dokudur. Menisküs yırtığına neden
olan travma perifik yumuşak dokuyu irrite etmesinden dolayı ağrıya neden olur.
Kronik dönemde periferik yumuşak dokuyu irrite etmeyen menisküs yırtıkları ağrıya
neden olmazlar. Travma sonrası oluşan ağrılarda menisküs yırtıkları akılda
tutulmalıdır.
Kilitlenme: Her menisküs yırtığında dizde kilitlenme olması beklenmez fakat
kova sapı yırtığı olarak isimlendirdiğimiz uzun menisküs yırtıklarında femur
kondili yırtık arasına girmekte ve dizi mekanik olarak kilitlemektedir. Bu acil
olarak kabul gören bir durumdur. Muayene sırasında dizi açmaya zorlamamak
gerekmektedir.
Fizik Muayene: Meniskus muayenesinde birçok fizik muayene olmasına rağmen takım
doktoru olarak bilmemiz gereken önemli fizik muayeneler şunlardır.
Eklem aralığı palpasyonu: Hem iç hem de dış eklem aralığı palpe edilerek menisküs
yırtıklarında oluşan periferik yumuşak dokudaki irritasyonu agreve ederek ağrı
oluşturabiliriz. Palpasyon esnasında
menisküslere komşu yumuşak dokulardaki lezyonlarda da palpasyon ile ağrı agreve
olur. Her eklem aralığındaki ağrıda
menisküs yırtığını sorumlu tutmayız.
Mc Murray Testi: Hasta sırt üstü yatar, diz fleksiyonda iken, sırasıyla varus ve
valgus zorlaması ile birlikte iç ve dış rotasyon hareketi yaptırılarak
menisküsler sıkıştırılır. Bu sırada, ilğili tarafta ağrı veya ağrılı atlama
hissi menisküs yırtığını kuşkulandırır.
Maç veya
antreman sırasında diz travması geçiren futbolcuyu değerlendirme esnasında
muayene kadar futbolcunun hissettikleri de önemlidir. Kilitlenen diz açılmaya
çalışılmamalı ve kendisini oynayamayacak olarak hisseden futbolcu
zorlanmamalıdır.
Tedavi:
Bazı menisküs
yırtıkları cerrahi tedavi gerektirmez.
·
Santral kesimde menisküs saçaklanmaları
·
Tam kat olmayan ve menisküs stabilitesini bozmayan yırtıklar
·
5 mm ve daha kısa olan vertikal ve oblik yırtıklar
Cerrahi
tedavi menisektomi ve menisküs tamirini içermektedir. Uygun koşullarda mümkün
olduğu sürece şartlar zorlanmalı ve menisküs tamiri denenmelidir. Sezon ortasında takım için önemli bir
oyuncunun sahalara erken dönmesi için tamir edilebilecek menisküs yırtığına
menisektominin tercih edilmesi daha sonraki dönemlerde oyuncunun futbol
hayatına neden olabilir.
Kaynak: (Kocabey, Y. 2009)
Rafet Fatih
ÇAKMAK Beden Eğitimi
Öğretmeni
Yorum Yap