Süper Lig’e Genç Adımlar

Türkiye’de alt liglerde oynayan her genç futbolcunun ideallerinden birisi Süper Ligde boy

göstermektir. Bunu sağlamakla beraber başarılı bir kariyer sahip olmanın yollarını aşağıdakiler gibi

sıralayabiliriz:

1) Futbolcunun isteği ve hırsı

2) Futbolcunun eğitimi

3) Futbolcunun aile yapısı

4) Futbolcunun sosyal çevresi

5) Futbolcunun antrenörleri ve menajeri

6) Futbolcu ve menajerinin gitmek istediği veya teklifin geldiği takımı iyi analiz edebilmesi

Başarıdan başarıya koşmak isteyen bir futbolcu her şeyden önce istekli ve hırslı olmak zorundadır.

İsteği ve hırsı sayesinde gideceği takımları etkileyebilir ve böylece dikkatlerini çekebilir. Hırs, onun

daha çok daha çok çalışmasını ve arkadaşlarıyla paylaşımını maksimum seviyeye çıkarabilir.

Futbolcu iyi bir kariyer geçirmek ve başarılı olmak istiyorsa amacından ve disiplininden asla ödün

vermemelidir.

Eğitim sadece futbolda değil hayatın birçok alanında adeta bir binanın zemini gibidir. Eğitim

sağlam bir temele atılmışsa kişinin başarılarını ve hayatını renklendirecektir. Takım

yöneticilerinin, futbolcunun eğitimini desteklemeleri esas olmalıdır. Bu oluşun hem futbolcuya

hem de takıma çok büyük katkıları olacaktır. Bunun dünyadaki örnekleri: Andrey Arshavin,

Socrates, Arsene Wenger, Metin Tekin, Ali Gültiken, Feyyaz Uçar...

Oyuncunun kariyerinin doruk noktalarına ulaşabilmesi için ailesinin hem maddi hem de manevi

desteği çok büyük rol almaktadır. Ailenin bu desteği futbolda olduğu gibi eğitim alanında da

olmalıdır ve hiçbir zaman eğitime ket vurulmamalıdır. Eğitim, oyuncunun ileride formasını

terleteceği takımlarda adeta bir kural niteliğinde olmalı ve takımların yönetmeliklerinde yer

almalıdır. Hatta takımların bazı okullarla anlaşma yapması konusunda bile çalışmalar arttırılabilir.

Bu sebeplerden dolayı aile de kişinin kendisi kadar eğitime destek vermeli ve bunu bir ihtiyaç

olarak görmelidir.

Sosyal çevre hayatın her alanında olduğu gibi futbolcunun kariyerini de etkilemektedir. Sporcu

arkadaşları ile olan ilişkisini işinden ayrı bir doğrultuda ve belirli kurallar dahilinde futbolunu

etkilemeyecek şekilde yürütmelidir. Sosyal çevresinden almış olduğu işi ile ilgili bilgileri çok iyi bir

şekilde değerlendirmeli ve eleştiriye açık olmalıdır. Çünkü yapıcı eleştiriler sayesinde işinde çok

daha iyi ve kendisinden sonra gelecek kişilere de eğitici rolünde olabilir. Kısacası bir sporcunun

sosyal çevresi onun hayatının bir altın madeni de olabilir, onu bataklığa da götürebilir.

Antrenör, futbolcunun bir cevhere dönüşmesini sağlayan kişidir. Sporcu, antrenörlerinin dediği

şeyleri yapmalı ve kendisine bir şeyler katmalıdır. Tabii burada antrenörün de rolü büyüktür.

Futbolcuyu en iyi şekilde eğitebilmelidir antrenör. Sporcu da antrenör de birbirlerine karşı saygı

duymalıdırlar. Böylece birbirlerine bir çok şey katabilirler ve tecrübe kazanırlar. Bir futbolcunun

büyük kulüplere gitmesinde antrenörlerin rolleri de en az futbolcunun rolü kadar büyüktür.

Antrenörün yapmaması gereken en önemli şeylerden birisi de futbolcular arasındaki rekabeti,

düşmanlığa çevirecek hareketlerden kaçınmasıdır. Futbolcunun menajeri ise oyuncunun

sözleşmesini, ruh halini, favori takımını ve yapacağı hamleleri bilmesidir. Futbolcu, temsilcisiyle

arkadaş gibi olmalıdır.

Futbolcu gideceği takımı, bireysel menajeri ile birlikte dikkatli bir şekilde analiz etmelidir. Teklifin

geldiği takımda yapacağı araştırmalarda ilk başta oynadığı pozisyondaki oyunculara bakmalıdır.

Başarılı olanların rollerini iyi bir şekilde analiz edebilmelidirler. Bir sonraki dikkat edilmesi gereken

husus ise; gideceği takımın, kendisi gibi genç oyunculara forma şansı tanımak konusunda bonkör

olmasıdır. Genç bir futbolcu, gençlere fazla şans verilen bir takımda daha çok maça çıkabilir ve O

takımın vazgeçilmezlerinden olabilir. Tabii alacağı maaş, alacağı görev, takımdaki mutluluğu ve

gelecek vaat eden bir oyuncu rolünde olması da dikkat edilecek diğer hususlardır. Herkes büyük

adımlar atabilir fakat önemli olan adımların sürekliliğidir.

Not: Bu yazı ile ilgili bana fikir veren dedem Emin Küçükler’e teşekkür ederim.

Güney KÜÇÜKLER