Andaç Yapıcıer Röportajı
Çalıştırdığınız
kulüpte (önce Pertevniyal, sonrasında ise Sigortam.net Bakırköy Basket) her
sene en az bir basketbolcu çok büyük bir sıçrama yaptı. Örneğin geçen sene
Oğulcan Baykan ve Ege Arar’ı bu isimlerden sayabiliriz. Bu sene ise Berkan
Durmaz çok büyük bir seviye kat etti. Bunu neye borçlular?
Galatasaray, Anadolu Efes ve Tofaş kulüpleri ile çerçevesi
ve planlaması çok düzgün bir işbirliği yapılması bu başarının ana faktörüydü. Bu
işbirliği, sporcu kardeşlerimizin potansiyellerine olan inancımız ve saha
içinde de yakalanılan uyum ile en üst seviyeye ulaştı. Kendilerine verdiğimiz
tüm sorumlulukları başarı ile yerine getirdiler. Gençlerin Süper Lig’de hata
toleranslarının yüksek olmadığı bir gerçek. TBL’de onlara tanıdığımız kredi,
kendilerine güvenmelerini ve sorumluluk almalarını sağladı. Bunun yanında takım
içi rekabeti de en yüksek seviyeye çıkartmaya çalıştık. Hepsinin sonucunda büyük
resme baktığımızda hem takımımıza hem kendilerine hem de kendi kulüplerine çok
önemli katkılarının olduğunu gördük. A Milli takım seviyesine kadar
uzanabilecek bu uzun yolculuklarında onlara destek olmak ise bizim en büyük
mutluluğumuz oldu.
Geçmişten
günümüze beraber çalıştığınız en yetenekli ve istekli üç oyuncuyu sayabilir
misiniz?
Furkan Korkmaz , Cedi Osman , Berkan Durmaz
Bazı
otoriteler TBL çok sert bir lig olduğu için oyuncu gelişimine açık olmadığını
söylüyor. Aslında özellikle Bandırma Kırmızı ve sizin takımınız Sigortam.net
Bakırköy Basket bu olguyu yıkıyor ama size soracak olursak siz bunun hakkında
ne düşünüyorsunuz?
TBL’nin genç oyuncu yetiştirmek için çok güzel bir platform olduğunu
düşünüyorum. Sporcular Gençler ligi sonrasında Süper Lig seviyesinde sorumluluk
alacak rollere tam hazır hale gelemeyebiliyorlar.19-20 yaşında TBL’de aldıkları
süreler ve sorumluluklar onların gelişimini ve Süper Lig’e hazırlanmalarını sağlıyor.
Basamakları daha sağlam çıkarak özgüven kazanıyorlar.
Sertlik konusuna gelince, geçmiş yıllarda böyle bir algı vardı. Fakat günümüzde TBL’deki teknik ve idari ekiplerin, Türk ve yabancı oyuncu kalitesinin bu seviye yukarıda olduğu bir ortamda oyun dışı sertliğin olduğunu söylemek haksızlık olur. TBL’de oynanan baskılı ve sert basketbolun genç sporcuların gelişiminde büyük fayda sağladığını söyleyebilirim.
Sertlik konusuna gelince, geçmiş yıllarda böyle bir algı vardı. Fakat günümüzde TBL’deki teknik ve idari ekiplerin, Türk ve yabancı oyuncu kalitesinin bu seviye yukarıda olduğu bir ortamda oyun dışı sertliğin olduğunu söylemek haksızlık olur. TBL’de oynanan baskılı ve sert basketbolun genç sporcuların gelişiminde büyük fayda sağladığını söyleyebilirim.
Tahincioğlu
Basketbol Süper Ligi’nde yabancı kuralının değişeceği ve yabancı sayısının
azalacağı söyleniyor. Eğer bu gerçekleşirse Türk oyuncular açısından nasıl bir
ortam oluşur? Genç oyuncuların kendisini geliştirmesinin önü açılır mı?
Gelecek sezon planlarının şimdiden yapılmaya başlandığı bir
ortamda önümüzdeki sezonda değişiklik olma ihtimalini çok kuvvetli görmüyorum.
Yabancı sayısının 5’e düşürülme durumunda gençlerimizin gelişimi için ise şunları söyleyebilirim.
Süper ligde 24 yaş ve altı olan 25-30 sporcu süre alıyor. Tümünün maç başı ortalaması 10-12 dakikalarda iken skora katkıları %5 civarında. Yabancı sayısının bir azalması ile birlikte her takım için 1 veya 2 pozisyonda back-up’lar ile birlikte 3-4 Türk oyuncunun bundan pozitif olarak etkileneceğini tahmin edebiliriz. Büyük resme baktığımızda oynayan genç oyuncu sayısında büyük bir artış beklemiyorum fakat ortalama sürelerinde ve skor katkılarında iyileşme olacağı ve uzun vadede Türk oyuncuların takımlarına olan katkılarında ciddi iyileşme olacağı ve bununda Milli takımlardan, seyircilerin takımlarını daha fazla sahiplenmesinden sponsorlara kadar birçok farklı alanda pozitif bir etki yaratacağını tahmin ettiğimi söyleyebilirim. Federasyonu da bu konudaki gayretinden dolayı kutluyorum.
Yabancı sayısının 5’e düşürülme durumunda gençlerimizin gelişimi için ise şunları söyleyebilirim.
Süper ligde 24 yaş ve altı olan 25-30 sporcu süre alıyor. Tümünün maç başı ortalaması 10-12 dakikalarda iken skora katkıları %5 civarında. Yabancı sayısının bir azalması ile birlikte her takım için 1 veya 2 pozisyonda back-up’lar ile birlikte 3-4 Türk oyuncunun bundan pozitif olarak etkileneceğini tahmin edebiliriz. Büyük resme baktığımızda oynayan genç oyuncu sayısında büyük bir artış beklemiyorum fakat ortalama sürelerinde ve skor katkılarında iyileşme olacağı ve uzun vadede Türk oyuncuların takımlarına olan katkılarında ciddi iyileşme olacağı ve bununda Milli takımlardan, seyircilerin takımlarını daha fazla sahiplenmesinden sponsorlara kadar birçok farklı alanda pozitif bir etki yaratacağını tahmin ettiğimi söyleyebilirim. Federasyonu da bu konudaki gayretinden dolayı kutluyorum.
Pertevniyal’in
vizyonu herkesin de bildiği gibi oyuncu yetiştirmekti. Önce Anadolu Efes’ten
ayrıldı. Sonrasında ise hakları satın alındı ama siz hala oradasınız. Kulübün
vizyonu yine oyuncu yetiştirmek mi yoksa farklı bir hedefe yürüyecek misiniz?
Pertevniyal, Anadolu Efes
bünyesinin pilot takımıydı. TBL’de yarışmacı kimliği ile yer alan bir takım
durumunda değildi. Pertevniyal-Efes ayrılığı sonrasında ise kulübün attığı ilk
adım ayaklarını yere sağlam basacak maddi ve fiziki ortamı kurmaya çalışmak
oldu. Yönetimimizin amacı ise Türk gençlerine inanmak,onlara destek olmak, TBL’de
mütevazi bütçelerle de mücadeleci olunabileceğini göstermek; kulüp ve saha
yönetiminin profesyonellere devredilmesi gerekliliğine inandırmaktı. Sonrasında
kurulan profesyonel yapının çalışmaları sonucu olarak sponsorlar eklendi. Bizi en
çok mutlu eden şey; takımımızdaki tüm sporculara değer katmaya çalışmanın
yanında Süper Lig kulüpleri ile yaptığımız işbirliği çerçevesinde Ege Arar,
Berkan Durmaz, Oğulcan Baykan ve Onuralp Bitim’in A Milli takım yolculuklarında
onlarla beraber ortaya koyduğumuz iş oldu.
Anadolu
Efes’in altyapısında 10 yılı aşkın gibi çok uzun süre çalıştığınızı görüyoruz
ve ondan sonra Pertevniyal’de baş antrenörlük görevine geldiniz. Tam olarak baş
antrenörlüğe geçiş sürecinizi anlatmak ister misiniz?
Altyapıdan 1.Lig antrenörlüğüne
geçiş hikayem, Pertevniyal Başkanı Yılma Çantay’ın 2016 yazında, Anadolu Efes
ile birlikteliğin sona ermesinin ardından genç bir ekip ile yola devam etmek
isteklerini bana iletmeleri ile başladı. Anadolu Efes’te son üç sezonumda
Türkiye Şampiyonu olmuş, Furkan Korkmaz, Onuralp Bitim, Yiğitcan Saybir,
Muhaymin Mustafa, Baran Avşar ve Arda Erdoğan gibi proje oyuncular ile başarılı
bir dönem geçirmiştik. Pertevniyal ekibinin arzusu TBL’de de bu heyecanın devam
etmesiydi. Ligin en düşük bütçesi olmamız ve yabancısız olarak yola çıkmamız,
sezon başında düşmenin bir numaralı adayı olarak gösterilmemize sebep oldu.
Nedim Yücel, Adem Ören ve Çağdaş Erdoğan önderliğinde yerli oyuncuların takımı
inanılmaz şekilde sahiplenmesi , Ege Arar ve Oğulcan Baykan’ın çifte lisans ile
takıma dahil olması, profesyonel ligdeki ilk sezonumda istenilen hedefe
ulaşmamızda çok önemli rol oynadı.
Bildiğimiz
üzere TBL’de yabancı oyuncular kadar onların seçimi de çok önemli. Siz yabancı
oyuncuları seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Bu sezon yabancı oyuncu seçimlerimizde TBL dinamiklerinden
çok farklı olarak hareket ettik. Tüm Avrupa Liglerini taradık. Yabancı oyuncu
bütçemizi mütevazi olacak şekilde belirlediğimiz için kariyerinde büyük çıkışını
henüz yapmamış fakat potansiyelli ve oynatmak istediğimiz basketbola da uygun
oyuncular seçmemiz gerekiyordu. Sanırım daha önce TBL’ye hiç oyuncu vermemiş
bir lig olan Lüksemburg liginden uzun ABD’li oyuncumuzu transfer ettik. Oyun
kurucu pozisyonunda ise İngiltere Ligi’nden beyaz Kanada’lı oyun kurucumuz ile
anlaşmıştık. Sezon başı oynanan Federasyon Kupası’nda biri asist kralı olurken
diğeri de sayı kralı olma başarısı göstererek Türkiye kariyerlerine başladılar
ve sezon genelinde çok önemli işler yaparak tahmin ettiğimiz parlamayı bizle
beraber gerçekleştirdiler.
Türkiye’de
altyapı hamlelerini hakkında ne düşünüyorsunuz? Basketbol Gençler Ligi’nin
gençlerin gelişimi açısından olumlu bir organizasyon olduğunu düşünüyorum.
Sizce Basketbol Gençler Ligi’nin arkasından daha güzel uygulamalar olumlu
açıdan nasıl gelişebilir?
Basketbol Gelişim Ligi’nin son yılların altyapılar için en
önemli hamlesi olduğunu düşünüyorum. BGL ile sporcular deplasmanlı lig oynama,
kamp yapma, takımla birlikte seyahat etme, kaliteli maçlar oynayarak gelişme
ortamı buldular. Profesyonelleşme yaşı 18’den 19’a çıkarken gençlere bir yıl
daha kendilerini geliştirme ve vitrine çıkma şansı verildi. Bununla birlikte
üst seviyeye daha hazır gitme fırsatını yakalamış oldular.
Bundan sonrası için BGL’nin devamlılığını sağlayacak çalışmaların yapılmasının gerekli olduğunu düşünüyorum. Geçtiğimiz sezon bir ilkti. Önümüzdeki sezon kulüplerinde daha organize olacağına inanıyorum. Ligin kalitesinin artışıyla da U20 ve U18 Milli takımlarımıza sporcuların daha hazır olarak geleceklerini tahmin ediyorum.
Bundan sonraki en önemli adım ise kulüplere düşüyor. BSL ,TBL ve TB2L de sporcuların oynayacakları yerlerde kulüpleri tarafından değerlendirmeleri büyük önem taşıyor. 20 ve 21 yaşları doğru planlanılmış sporcular, sonrasında kendi takımlarına katkı sağlayacak donanıma erişebilir ve A Milli takım seviyesine aday olma şansını bulabilirler.
Bundan sonrası için BGL’nin devamlılığını sağlayacak çalışmaların yapılmasının gerekli olduğunu düşünüyorum. Geçtiğimiz sezon bir ilkti. Önümüzdeki sezon kulüplerinde daha organize olacağına inanıyorum. Ligin kalitesinin artışıyla da U20 ve U18 Milli takımlarımıza sporcuların daha hazır olarak geleceklerini tahmin ediyorum.
Bundan sonraki en önemli adım ise kulüplere düşüyor. BSL ,TBL ve TB2L de sporcuların oynayacakları yerlerde kulüpleri tarafından değerlendirmeleri büyük önem taşıyor. 20 ve 21 yaşları doğru planlanılmış sporcular, sonrasında kendi takımlarına katkı sağlayacak donanıma erişebilir ve A Milli takım seviyesine aday olma şansını bulabilirler.
NCAA’i
oyuncular özelinde örnek sistem olarak almak doğru mu? Aşina olduğunuz Anadolu
Efes’i de Avrupa genelinde örnek alırsak ortak ve farklı noktaları neler?
Tüm Avrupa’da sporcuların en büyük problem yaşadıkları yaş
aralığı 18-22. NCAA organizasyonunu örnek organizasyon olarak algılamamız da bu
sebeple doğru oluyor. Geçmiş yıllarda hedefi NBA olmayan sporcular bu yaş
aralığını oturarak geçirmek yerine hem akademik olarak hem de basketbol olarak
gelişmeyi tercih ettiler. Bu sporcuların bir kısmı başarısız olarak geri
döndü. Bir kısmı da Türkiye’ye dönüp
önemli kontratlar almayı başardılar. NCAA’de sporcuların gelişmesi için her şey
fazlasıyla mevcut fakat en büyük farklılık kimse sizi ekstra çalışmaya
zorlamıyor. Türk gençleri önüne her şey hazır olarak gelmiş şekilde
büyütüldükleri için ABD’de tersi durumla karşılaşınca duvara çarpıyorlar. Hele
birde akademik olarak yetersizlik var ise iş içinden çıkılmaz hal alıyor.
Türkiye’ye baktığımızda BGL sayesinde oynama yaşını 19’a yükselmesi ve
sonrasında çifte lisans veya kiralık olarak 20-21 yaşlarının oynayarak değerlendirilme
ihtimalinden dolayı, bu süreci Türkiye’de geçirmek de kuvvetli bir ihtimal haline
geldi. Sporcu yüksek NBA potensiyeli değil ise ; akademik plan amaç, basketbol
ise hem amaç hem de araç olduğu durumunda ABD’ye gitmekten söz etmenin daha
doğru olduğunu düşünüyorum.
NCAA’de
kurumsal olarak ekipler incelenirse oyuncuların eğitimi ve basketbol dışındaki
fiziksel ve zihinsel gelişiminde etkili noktalar neler?
NCAA’e istisnaları kenara koyup çok genel olarak baktığımız
zaman, çok ciddi bir bireysel basketbol eğitiminin verildiğini söylemenin doğru
olmadığı kanaatindeyim. Sezon içinde antrenmanların büyük bir bölümünü 5e5 ve
set düzenlerine yoğunlaşarak geçiriyorlar. NCAA’in bu anlamdaki en önemli
artısı bir sporcunun bireysel çalışma yapmak için her şeye fazlasıyla sahip
olması. Coach , salon , ortam , şut makinası , zaman… Fakat bu noktada iş
sporcunun kendisinde bitiyor. Fiziksel çalışma için ise izlenen yöntem
Türkiye’de izlenilenden oldukça farklı. İddialı Lise takımlarında bile her gün
fiziksel kuvvet çalışması yapılıyor. Dozajı ise Türkiye’nin oldukça üstünde. Teknik konuda ise Türk antrenörlerinin bir
geri kalmışlığının söz konusu olmadığı kanaatindeyim.
Sporda
Manşet dergisini takip ediyor musunuz? Öneri ve görüşleriniz nelerdir?
Evet spor ile ilgili her şeyi takip etmeye çalışıyorum.
Sporda Manşet dergisini de sıklıkla okumaya özen gösteriyorum. Görüş ve öneri
kısmında ise farklı spor dallarına yer verilmesi sizi zengin kılıyor. Daha
renkli bir yelpaze sunuyor. Benim gönlümden geçen hem sizin için hem de diğer
yayın organlarında tabi ki basketbolun daha fazla yer bulması olacaktır.
Yorum Yap