ST. PAULİ: TİCARİ ÜNÜYLE BİR PUNK KULÜBÜ
ST. PAULİ: TİCARİ ÜNÜYLE BİR PUNK KULÜBÜ
St.Pauli lig sezonuna, Hamburg takımıyla yaptığı Bochum’daki
1-0 açılış maçını kazanmasıyla çoktan yola koyuldu. Fakat St.Pauli olmak, yaz
mevsiminde saha dışı kaygıların baskın hale gelmesidir.
St.Pauli’yi bir tür futbol tarzı olan Brewdog olarak görmek
oldukça kolaydır: anarşik kökenlere hizmet verir gibi gözüken büyük oranda başarılı
ticari bir takım. Jolly Roger motifi taşıyanlar – özellikle İngiltere’de – sürekli
futbol hipsterları olarak etiketlenirler ve kulübün felsefesine girmeden
ürünlere gösteriş amacıyla para harcayan turistlere karşı bir kızgınlık var.
Korsanlar, Punklar ve Siyaset adlı kitabının yazarı Nick
Davidson, St. Pauli sweatshirtlerinin günlük giyimini, Ramones grubunun hiçbir
şarkısını bilmeden tişörtünün giyilmesine benzetiyor.
‘’Bu onların görünüşünün bir parçası, ikonik logo.’’ diyor.
‘’St.Pauli’nin havaalanında bir dükkânı, stadyumda bir dükkânı ve Reeperbahn’da
(Hamburg’un turizm bölgesinde) bir mağazası var ve insanlar ürünlerini satın alıyorlar
çünkü havalı görünüyor. Bütün insanlar giyiyor çünkü kulüp ile özdeşleşmek
istiyorlar.’’
St.Pauli’nin ticari başarısı ile kimliğine sadık kalması
arasındaki bağ, dünya çapındaki hayran kitlesi arasında devam eden bir
tartışma. St.Pauli; Bayern Münih, Borussia Dortmund ve Schalke’den sonra gelir
bakımından Almanya’nın dördüncü büyük kulübü. Bu onların punk imajıyla
uzlaşabilip, taraftarlar arasında derin felsefi soruların sorulmasına yol açıyor.
Neyse ki, kapitalizm akımının onları yıkmasına güçbela da
olsa izin vermediler. Kulübün attığı her adım sorgulanır, tartışılır ve çoğu
kez karşı çıkılır. Altı yıl önce müdürün locasındaki striptizcilere karşı
yapılan protestolardan, spor giyim markasının çeşitli avlama donanımları
nedeniyle kulübün yeni Under Armour kitlerinin hayranlar tarafından yakın zamanda
reddedilmesine kadar St.Pauli taraftarları kalplerini ve ruhlarını yanında
taşıyor.
Stoke City ile ‘’stratejik ortaklık’’ gibi modern futbolun
bir parçası ve parseli olarak kabul edilebilecek kararlar bile dikkatlice
inceledi ve taraftarlar, bahis şirketi bet365 tarafından etkin bir şekilde
sahip olunan bir kulüple ortak olmanın etiğini sorguluyorlar.
Bu yaz Millerntor Stadı, G20 karşıtı 200 protestocuya ev
sahipliği yaptı ve ‘alternatif medya merkezi’
kurdu, bu da G20’nin Hamburg’a gelişinin, ana akım medya tarafından engellendiğine
dair bir ses getirmişti. Eski baş antrenör ve şu anki teknik direktör Ewald
Lienen bile bizzat gösterilere katıldı.
St. Pauli’nin böylesi bir işi başarması da çok zor: Kulüp, Hamburg’da
hiç bulunmamış olmasına rağmen bir bağ hisseden binlerce kilometre uzaklıkta
olan taraftarlara sahip.
Kanada’nın Alberta kentinde 4000 kilometreden fazla uzaklıkta
olan Bir Kıza Âşık Olmak adlı podcastinden St.Pauli’yi anlatan kişi, bu fanatiklerden
biri olan Shawn Guay. ‘’St.Pauli uzun
zamandır kendisiyle gerginlik içinde olan bir kulüp.’’ diyor Guay. ‘’Bu kulüp,
taraftarlar ve kendi kimliği arasındaki ilişkinin bir parçası. Taraftarlar
arasında bile gerginlikler var.’’
Bazıları St.Pauli ‘markasından’ elde edilen önemli gelirin,
kadroya daha fazla kaynağın yönlendirilmesine olanak sağlayacağını düşünebilir
ve belki de kahverengili adamlar kendilerini Bundesliga takımı olarak kabul
ettirebilir. Ancak, bütün taraftarlar yükselme ihtimalinden dolayı heyecanlı
değiller.
Guay’ın eş sunucusu Samantha Templeton, ‘’Daha fazla para anlamına
gelse de, Bundesliga’ya çıkmaktan mutlu olmazdım. Sadece bunun bizim için iyi
bir şey olduğunu düşünmüyorum. En son çıkışımızdan sonra karara vardık ve sonra
tekrar vazgeçtik, bize uygun yer olduğunu düşünmüyorum. Her bir oyunu kaybetmek
hiç eğlenceli değil.’’
Son dönemlerde St.Pauli, etkisiz kampanyalar ardından gelen
güçlü sezonlarla tutarsızlıklarını koruyor. 2015 yılında üçüncü sıraya dönüş
ile kaynaşmadan sonra, son çıkışlarında yediye düşmeden önce 2016 yılında 2.
Bundesliga’da dördüncü sırada yer aldı.
Son yıllarda Millerntor’da yayılma ve gelişme görülmüş ve
St.Pauli’ye üst bölüme layık bir yer verilmişti. ‘’Stat şimdi gerçekten iyi bir
yerde,’’ diyor Davidson. Önemsememiz gereken şey omuzumun üzerinden üçüncü kata
bakıyor olmamız. 1860 Münih ve Alemannia Aachen gibi büyük kulüplerin bölmeleri
yıkma trendi hakkında endişeleri var.’’
St.Pauli yakın zamanda bir üst bölümde operasyon
gerçekleştirmek istemese de, kayda değer şekilde taraftarların yanında yer
alıyor – Almanya’da doğmuş ve yerleşmiş olanlardan yabancı birliklere kadar.
Kombine sahibi Maik Kreukemeier St. Pauli fanzini
Ubersteiger için yazıyor ve Hamburg’un birkaç kilometre kuzeyinde yaşıyor.
‘’Küreselleşmeye ve futbolda aşırı ticarete karşıyız ancak biz hala profesyonel
bir futbol kulübüyüz ve para kazanmamız gerekiyor,’’ diyor.
‘’Diğer kulüplerin taraftarları bize bakıyor ve ‘Çok tişört
satıyorsunuz, ticarileşmeye karşı sol görüşte bir kulüp nasıl olabilirsiniz?’
Bunun üstesinden gelmek zor ama kulüp bununla çok iyi bir şekilde baş ediyor ve
ruhunu satmamak için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor.’’
Kulübün birçok yurt dışı grubundan biri, Brooklyn’deki bir
barda sabahın erken saatlerinde maç izleyen New York St.Pauli. Üyelerinden Shawn Roggenkamp şöyle diyor:
‘’Bence hala St.Pauli’yi bilmeyen bir sürü insan var. Onları bulmalı ve onlara
neyi kaçırdıklarını anlatmalıyız.’’
Bir anlamda, bu taraftar grupları St.Pauli’deki ticarileşme
tartışmasının bir örnek vakası. Kulübün ‘havalı’ ve alternatif statüsünün bir belirtisiyken,
Yorkshire’dan Toronto’ya kadar olan gruplar Hamburg yerlileri tarafından memnuniyetle
karşılandı. Buna karşılık olarak bu gruplar, St.Pauli’nin dünya görüşünü temsil
etmeye, sosyal adalet için mücadele etmeye ve Viva Con Aqua gibi -St.Pauli’de
kurulan, ülkelerdeki içme suyunu geliştirmeyi amaçlayan bir proje- yardım kuruluşlarına
para toplamak için bir araya geldi.
Bu taraftar grupları için çıkartmalar, ünlü Jolly Roger
barının her tarafına yapıştırılmış ve Werder Bremen’e karşı bir dostluğun
önünde Almanca konuşmasına rağmen İngilizce aksanları olan çok sayıda insanı
duyabiliyordunuz.
Millerntor, gericilerin ve turistlerin sağlıklı bir
karışımıyla, dostluk için 20.000’den fazla hayranı çekti. Jolly Roger’ın
dışında İrlandalı bir damsız ‘’Hepimiz Gary Breens’in takımının hayalini
kuruyoruz.’’ diye şaşkın bahisçilere serenat yaptı. Bu, St.Pauli’nin alıştığı
yeni müşteri tarzı.
Trump ve Brexit devrinde, St. Pauli’nin taraftarları kulübün
sol idealleri için olan mücadelelerinde daha yüreklenmiş hissediyorlar. Kulüp
ve dünya çapında olan taraftar ve taraftar grupları mülteciler için yardım
kurumlarına oldukça çok destek verdi.
Her zamanki gibi St.Pauli’deki gerçek savaş sahadan ziyade
kulübün kimliğini ve değerlerini korumak için savaşan taraftarlardır.
İkiyüzlülük ve hipsterizm hakkındaki tüm alaycılığa göre St.Pauli’nin mevcut
şartlardaki değerleri belki de her zamankinden daha çok amacına uygun.
Kaynak: https://thesetpieces.com
Özgenur Aydın
Yorum Yap