FİLME KONU OLUR (ANTALYASPOR GALATASARAY)

Sahalarda, son zamanlardaki en enteresan sona şahitlik ettik. Porto deplasmanında açık alan bulduğu anlarda, topla buluştuğu pozisyonlarda umut vadetmişti Sinan. Eren'in yokluğunda yine orada başladı fakat bu maç çok az topla enstantanesi var. 

Galatasaray maç boyu çok yavaş oynadı. İlerleyen dakikalar bize kafalarda ne olduğunu fark ettiriyordu aslında. Yenemiyorsak yenilmeyelim düşüncesiyle hareket etti sarı kırmızılar. Çünkü deplasmanda berabere kalmayı bile beceremeyen bir takımdı. Çabuk kırılan ve fark yiyen halleri vardı. Durumu kabullenen, isyan etmeyen bir oyuncu grubu izliyorduk. Porto maçında konsantre olduğunda, eksiklere rağmen nasıl istediğini, pozisyonlara girdiğini gördük. Yalnız o istek arzu bu maçta yoktu.

Maçın başından sonuna kadar hakimiyeti bırakmadılar. Antalyaspor azda olsa hatalardan doğan şansları harcadı. İkinci yarı Galatasaray kaleyi yoklamaya, ceza sahası çevresinde oynamaya başladı. Son yarım saatte Fatih Terim'in satranç oyunu başladı. Feghouli'yi alıp Rodrigues'i çıkardı ve Cezayirli ilk buluşmasında gole yaklaştı. Bu senaryonun başlangıcıydı.

Mutlu sonla biten başarı sahneleri vardır ya hani filmlerde. Fatih Terim Antalyaspor deplasmanında, kimsenin yapmayacağı seçimleri denedi! Önce Maicon santrafora geçti sonra Donk. Çıkanlar Belhanda ve Onyekuru! Herkes bu adam kafayı mı yedi demiştir. Lakin o kahraman oldu. Ömer ve Mariano ile sürekli orta yaptılar bu iki kuleye. Donk çıktı filmin sonundaki mutluluk tablosunu yaratacak hamleyi yaptı, üç puanı getirdi. Antalyaspor bundan önceki maçlara göre daha etkisiz kaldı. Galatasaray'ın oyun anlayışı, belki de planlarını bozmuştur. Cüneyt Çakır çok tartışıldı. Tartışmalı pozisyon çok. Herkes kendine göre konuşuyor. Bir hafta hakem konuşmadan bitiremeyeceğiz galiba...

Serdar ve Ozan tandemini ikinci kez izledik. Devam edilmeli! Önce Bursaspor sonra Schalke karşısında da izlemeliyiz! Geri dörtlü ile daha fazla oynanmaması lazım. Çok kritik bir dönemeçti bu sarı kırmızılılar için. Porto dönüşü bu maçta da puan kaybedilseydi, özgüven kazanmak daha da zor olacaktı. Bunlar ilk adım. Oldu diye bir şey yok. İki üç deplasmanda oyununu oturtup o şekilde devam ederse, önleri çok açılacak.