FUTBOL ORTAMI ÜZERİNE



Futbol kuşkusuz dünyanın en çok sevilen oyunu. Oyun demişken önce oyunun tanımına bakmakta yarar var. Oyun: Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence. Gördüğünüz gibi tanımında ‘İyi vakit geçirmeye yarayan eğlence’ ifadesi yer almakta yani oyunun amacı eğlenmektir. Gelelim diğer mevzuya. Futbolun dünyanın en çok sevilen oyunu olduğunu yukarıda belirtmiştik. Peki ama neden ? Çünkü futbolum kuralları oldukça basittir. Her yaştan insan şişman zayıf uzun kısa fark etmeksizin bu oyunu oynayabilir.
Her ne kadar endüstriyelleşse de insanlar hala bu oyuna tutkuyla bağlanmaktadır. Bu tutkudan taraftarlık dediğimiz olgu ortaya çıkmıştır. İnsanlar bir bilet için haftalar öncesinden beklemektedir artık.
Taraftarlık üzerinde durmak lazım.  Taraftar takımını destekleyen kişidir.Her koşulda takımına desteğini verir tabi işin ana noktası eğlenmektir.
İşin acı tarafına değinmek gerek maalesef bizim ülkemizde holiganizm almış başını ğup gitmektedir.Artık taraftarlık değil rakip takım düşmanlığı yapılmaktadır.Tarftarlık adı altında rakip takım düşmanlığı için tutuyorum dediği takımı kullanmaktadır. Bunu şöyle bir örnekle açıklamak daha doğru: Kişi rakip takımın mağlubiyetine , kendi takımının galibiyetinden çok seviniyorsa kendini sorgulamalıdır.
Yazının başında belirtilen eğlenmek olan oyunun amacı artık kazanmak olmuştur. Kazanamayan takımın taraftarı kendi oyuncusuna , rakip oyuncuya , hakeme ve aklına mağlubiyetin sorumlusu olarak kim geliyorsa onlara küfürler etmektedir. Kazanınca hakem iyi kaybedince hakem kötü anlayışı ne yazık ki ülkemiz futboluna hakim olmuştur.
Oyunun amacının kazanmak olduğunu belirttik. Uzun vadede bu şampiyonluktur. Artık taraftarlar takımları şampiyonluktan uzaklaştığında stadyumlar boş kalıyor. Zaten bizim futbol kültürümüzde herkes 3 büyüklerden birini tutuyor. Bu 3 takımın dışında takım tuttuğunu söyleyen kişi yadırganıyor. Bu kültür bizim şampiyonluğu ne kadar sevdiğimizin kanıtıdır.
Yurt  dışında ise bu tam tersidir. Şampiyonluk mücadelesi veren takımın da kümede kalma mücadelesi veren takımın da maçları dolu tribünler önünde oynanır. Bir de onlarda hep aynı takımları tutma alışkanlığı yoktur. Çoğu kişi önce doğup büyüdüğü yerin takımını tutar.
Bizde almış başını giden holiganizm onlarda yok denilecek kadar azdır. Zaten holiganlık yapanlara en ağır cezalar verilmektedir.
Hayatları boyunca desteklediği takım alt liglerde mücadele eden takımların taraftarları ne yapsınlar diye sormadan edemiyor insan. Bizim ülkemizde 3 büyükler dışında Göztepe , Ankaragücü , Kocaelispor , Eskişehirspor gibi takımlar destekleniyor. Tabi buralarda doğup  hem doğduğu yerin takımını hem de  3 büyüklerden birini tutanların sayısı da az değildir.
Bizim ülkemizde futbol ortamı hep tartışma halindedir. Sosyal medydan tutun da yöneticilerin birbirine yaptığı taşlamalar futbol ortamını hep germektedir. Hatta ortamı yumuşatmaya çalışan başkanlar taraftarları tarafından pasiflikle suçlanır. Bu ortamın düzelmesi yakın zamanda mümkün değil gibi gözüküyor. Çünkü herkes cümlesine ama ile başlıyor. Ama siz böyle yapmıştınız ama siz de 2 yıl önce şunu yapmıştınız cümleleri hiç bitmiyor. Nefrete varan söylemler ortamı iyice geriyor. Maçlarda sahaya girmeler , sahaya kaldırım taşından tutun da cep telefonu atmalar hep devam ediyor. Maalesef artık futboldan eğlenemiyoruz. Bunda oynanan futbolun da etkisi var. İyi futbol oynanan maç sayısı az. Bu antrenörlerden kaynaklanıyor. Sadece kazanmayı sevdiğimiz için takımların hocaları önce kaybetmemek üzerine oyun inşa ediyorlar. Bu aslında bir kısır döngü , kaybetmek istemeyen taraftar kaybetmemek üzerine oyun inşa eden hoca , kaybetmeyi hiç sevmeyen taraftarın kaybetmemek için oynanılan oyunu eleştirmesi…
Bir başka konu ise hakemler konusu. Hakemlerin bu kadar gündem olduğu bir ülke yok. Perşembe günü hakemlerin açıklanmasıyla başlıyor tantana. Özellikle sosyal medyada lehte verilen kararlar aleyhte verilen kararlar istemediğimiz kadar paylaşılıyor. Hakem psikolojisinin en sıkıntılı olduğu ülke bizim ülkemizdir. Sahada antrenörlerle birlikte 30’dan fazla kişi asıl işi yapıyor ama biz maçlardan sonra sadece  kişiyi konuşuyoruz: Hakem
Bu kötü futbol oynandığının bir başka kanıtıdır. Zaten iyi oynanılan maçlardan sonra hakem konuşulmuyor. Çünkü asıl ürün elde edilmiş oluyor. Hakemlerin bu kadar konuşulduğu ülkede onların psikolojisinin sağlam kalmasını beklemek ne kadar doğrudur ?
Hakemler kötü yapılan işe kalkan olarak kullanılıyor. Kaybeden yönetici hakeme sallıyor , kaybeden hoca hakeme sallıyor kendilerinin hiç suçu yokmuş gibi.

Neden futbol organizasyonu alamadığımız hep tartışılıyor. Bu futbol ortamına kim turnuva verir.
Futbolun doğduğu yer olan İngiltere’de 1.Eduoard ve 2.Eduoard dönemlerinde iç savaşa yol açtığı için futbol yasaklanmıştır.
Sonuç olarak bizde de eğlence olmaktan çıkan futbol bir süreliğine oynanmasa iyi olur aslında.Başka sporlara yönelebiliriz mesela basketbol yukarıda yazılanların neredeyse çoğu basketbolda konuşulmuyor ve başarılar ortada. Futbolun tadını çıkardığımız günlerin gelmesi dileğiyle…

Ahmet ERGÜÇ

Hiç yorum yok