OKUL SPORLARINA BİR BAKIŞ




OKUL SPORLARINA BİR BAKIŞ

                Avrupa’nın aksine genç bir nüfusa sahip olan ülkemizde, bu genç nüfusa oranla dünya çapında yıldız diyebileceğimiz sporcu sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. 80 milyon nüfusta 25 milyon vatandaşımız genç nüfus arasında. Bu genç nüfusun ise yaklaşık 15-16 milyonu öğrenci. Bir nevi asli olması gereken altyapımız bu kısımda diyebiliriz. Gençlik ve Spor Bakanlığımız bu kısma son yıllarda önemli yatırımlar yapmakta. Peki, bu yatırımların ne kadarını geri dönüt olarak alıyor? İşte bu sorunun cevabını arıyoruz.

                Gerek altyapı gerekse üst yapı seviyelerinde maalesef bir türlü istenen seviyeye gelemediğimiz bir hakikat. İstikrarsızlığımız da cabası. Görünüm bu durumdayken Gençlik ve Spor Bakanlığımız özellikle 2020 Olimpiyatlarını Tokyo’ya kaptırdıktan sonra gençlere ve öğrencilere daha farklı bir vizyonla bakmaya başladı.  Okul çağındaki gençlere yönelik olarak bedensel, ruhsal, zihinsel ve sosyal gelişimi ön plana alan yeni yaklaşımlarla sporu ve spor kültürünü aynı zamanda alt yapıyı ve fiziki ortamı hazırlamaya girişti. Okul Sporları Federasyonu daha etkin hale getirildi. Çıkarılan yönetmelikle ve belirlenen statüyle yetki sahası genişletildi. Bu sayede son 3 yılda bir portal oluşturuldu. Beden Eğitimi öğretmenleri de aktif olarak oyunun içine dâhil edildi. İster istemez bu etkileşimden silsile yoluyla okul idareleri, aileler, spor salonları, yeşil sahalar, minderler, tatamiler de etkilendi. Buralarda olumlu yönde bir hareketlilik başladı. Daha önceden internet kafelere, oyun salonlarına doluşan öğrenciler için enerjilerini atabilecekleri ve yeteneklerini ortaya çıkarabilecekleri bir ortam sağlanmış oldu. Bu konuda yetkilileri tebrik ediyoruz.

                Bütün olumlu sözlerin yanında elbette her sistemde olduğu gibi bu yapıda da eksiklikler mevcut. İlk etapta oluşturulan portalda lisans problemi ortaya çıktı. Doğru dürüst eğitim verilmeden lisanslar çıkarılmaya başlandı. Bu da yanlış lisansların çıkarılması sebep oldu. Bunun yanı sıra il merkezine bu lisansları onaylatmak gerekiyordu. Bu eğitim öğretim döneminde bu lisans işlemleri olması gerektiği okul müdürlerine bırakıldı. Gelen şikâyetlerin dinlendiğini buradan anlayabiliyoruz. Tüm iyi niyetlere rağmen futbol, basketbol, voleybol gibi temel dalların yanında diğer dallarda katılımın az olduğunu söyleyebiliriz. Burada kalifiye eleman eksikliğini görmekteyiz. Bir başka eksiklik ise il tertip komitelerinin dikkatsizliği üzerine.  Aynı gün aynı saate farklı dallarda aynı okulun maçlarını koyabiliyorlar. Bu durumda taraftarın da, yöneticinin de, öğretmenin de, öğrencinin de aklının karışmasına, isteklendirmenin düşmesine ve amaçların gerçekleşmesine engel oluyor. Bütün bunların yanında çuvaldızı federasyonumuza ve il tertip komitelerine batırırken iğneyi de okullarımıza batıralım. Maalesef son zamanlarda aldığımız haberlerde bile bile müsabakaya çıkmama durumlarının olduğunu öğrendik. Bu kadar yatırım yapılırken israftan kaçınmak ve gençleri spora yönlendirmek lazım. Bu konuda okullarımız daha hassas olmalıdır.

                Son olarak şunları söyleyelim. Eksikleri gidererek okul sporları ile daha ileriye gitme zamanı.  Olimpiyat yolunda bir Türkiye için okuldan başlayan eğitimle ve sporla geleceğe daha güzel bakabiliriz. Çünkü yeni Arda Turanlar, Cedi Osmanlar, Rıza Kayaalpler, Kübra Akmanlar, Servet Tazegüller, Gamze Bulutlar bizleri okullarda bekliyor.

Serdar ÜSTÜNTAŞ
                

1 yorum: