TECRÜBE KAZANDI ( BEŞİKTAŞ FENERBAHÇE )



Türkiye kupasında son 16 turunun en önemli maçıydı bu. İki teknik adam da çıkarabileceği en iyi kadroyu sürdü sahaya. Beşiktaş'ın kadrosu çok oturdu. Fenerbahçe''de Van Persie'nin performansı maça başlama ve sonradan oyuna girme noktasında farklılıklar gösteriyordu. Alper seçimi de olumlu. Çünkü Josef ve Mehmet Topal'ın yanında Ozan gelince, hücuma çok katkı olmuyordu. Alper Ozan'dan daha hücumcu ve hareketli bir orta saha. Maçta mevki mevki çarpışma yaşanacağı çok belliydi. Sow'un dönmesi, Advocaat'ın elini güçlendiren diğer unsur. Beşiktaş'a karşı 9 maçta 7 golü olan bir oyuncudan bahsediyorum. Beşiktaş'ın oynadığı oyun muazzam ama futbolseverler Fenerbahçe'nin önemli maçlarda gösterdiği performansı biliyor. O yüzden beklentimiz, her iki takımdan üst düzey futboldu.

BEN YEMEYEYİM

İlk pozisyonu Lens ile konuk ekip yakaladı ve topu iyi kontrol etse henüz beşinci dakikada öne geçirecekti takımını. Beşiktaş defansında bir zaaf sezdim. Defans arkasına rakibini kaçırıp yan hakemden ofsayt beklediler sürekli. Bu anlarda oyuncular hakemlere 'biz rahat durmayacağız' mesajını çok net verdiler. İlk sürtüşmelerde hakemler kontrolü sağlayamadılar maalesef. Temiz futbolu sekteye uğratan hareketleri tekrarlayıp durdular. 

Fenerbahçe daha iyi başlasa da Beşiktaş önde baskıyı sıklaştırınca üstünlüğü ele geçirdi. Sarı lacivertliler sürekli uzun toplarla hücum oyuncularını düşünüyor. Hollandalı antrenörün bu durumuma müdahale etmemesi enteresan. Halbuki iki kere pasla kaleye gidip birinde net pozisyon buldular. İki takımın psikolojisi kesinlikle ilk golü ben yemeyeyim şeklindeydi. Top kendilerinde değilken geride kontrolü fazla bırakmadılar. 

BAŞARILI OPERASYON

Fenerbahçe takımının stratejisi belliydi, oyunu germek! Bu ilk ikili mücadeleden itibaren başladı. Ali Palabıyık dakikalar geçtikte rahat bıraktı, sonunda sahalarda görmek istemediğimiz an geldi ne yazık ki. Van Persie Tosic'i tekme tokat dövdü. Tosic faulu almasına rağmen acemilik yaptı, kafasını uzattı, Persie profesyonelce yere bıraktı kendini ve amatör Tosic gördü kırmızı kartı. Maçı idare edemeyen hakem burada tam doğru kararı veremedi. Tosic masum değil ama Van Persie de değil! Adil karar ikisinin de kırmızı kartla ihraç edilmesi olurdu. İlk yarının sonunda, Kjaer'in suratına doğru tasvip edilmeyecek hareketi, Şenol Güneş'i tribüne gönderebilirdi. 

Beşiktaş'ın eksilmesi ibreyi tamamen Fenerbahçe'ye çevirdi. İkinci yarının başında, bay röveşata direğe takıldı bu sefer. Gol olsa moral bozukluğunun üzerine skor avantajı da psikolojik olarak çökertebilirdi Beşiktaş'ı. Şenol Güneş'in Talisca'yı oyundan alması hataydı benim nezdimde. Zaten maç kaos futboluna dönmüş. Cenk'i alıp 4-5-0'a dönüp devam etmeliydi. Talisca en azından beklenmedik anca iş yapabilecek oyuncu. Üzerine eksik kalan rakibini çok iyi şekilde üzerine çekip, karşı ataktan boş ağlara, günün her yönden kahramanı Van Persie ile zafere uzandı Fenerbahçe. Böylece Beşiktaş'a Vodafone Arena'da ilk mağlubiyetini yaşatmış oldular. 

Fenerbahçe tecrübesiyle kazandı. Nasıl tecrübe? Futbol dışı tecrübe. Psikolojik zafer bu. Beşiktaş takımı bununla baş edemedi. Futbolsever olarak futbol konuşamadığımız için üzgünüm. Beşiktaş Vodafone Arena açıldığından beri oynadığı en kötü maçtı. Fenerbahçe her şeye rağmen yanıltmadı. Fizik açıdan sağlam durup tarih boyunca hatırlanacak galibiyeti alarak, belki de taraftarıyla tekrar barışma sürecine girecek. Bundan sonra ki maçlarda aynı reaksiyonu gösterecekler mi merak ediyorum.

Hakem terörü ne zaman bitecek bilmiyorum. Hemen hemen her maç skora sonuca etki eden hatalar, futbol izleyicisini azaltıyor resmen. Bakın görün; günlerce konuşulacak bu maç! Lige de yansıyacak. Neden mi? Yöneticiler yüzünden! Günlerdir bugünün zeminini hazırladılar. Koca derbide bize bunları yaşattılar. Kazanmak için her yol mübah mantığında kim varsa, hepsine yazıklar olsun! Birileri bunların önüne geçmezse, daha çok hakem, arbede, küfür, taşkınlık kısaca futbol dışı konular gündemi meşgul eder.

Hiç yorum yok