SEVİLEN YÖNETİCİLER VE SIRLARI




Serdar ÜSTÜNTAŞ

                Türkiye’de en popüler spor kuşkusuz olarak futboldur. Hatta bazı insanlar futbolla yatıp futbolla kalkarlar.  Hal böyle olunca taraftar ile takımı arasında sanki bir aile bağı oluşur. Bu bağda bazen de yöneticilerin katkısı olur.  Taraftarın sevdiği yöneticiler ve hep yönetimde görmek istediği yöneticiler de olmaktadır.  İşte bu yöneticilerin kim olduklarına, taraftarca sevilme sebepleri yani sırlarına yöneleceğiz.
                Beş büyüklerden hareketle ve bazı Anadolu takımlarında hareketle bu yöneticilere örneklerle bakalım. Galatasaray’da sevilen yönetici deyince aklımıza hemen Abdürrahim Albayrak geliyor. Maç esnasında hop oturup hop kalkan, her zaman futbolcular ve taraftarla iç içe, takımın kendisine ihtiyaç duyduğu zamanlarda orada olan bir yönetici modeli olarak taraftar Abdürrahim Albayrak’ı çok seviyor.  Bunun haricinde özellikle transfer döneminde yıldız futbolcuları ikna edip takıma kazandıran ve transfer sihirbazı ilan edilen Haldun Üstünel de taraftarın sevdiği yöneticilerden. Bu iki isim Galatasaray camiası için her seçim döneminde taraftarın yönetimde olmasını istediği isimler. Ali Dürüst, Ergün Gürsoy gibi eski yöneticiler de yaptığı doğru işler ve şampiyonluklardaki katkılarıyla sevilen eski yöneticiler arasındadır.
                Fenerbahçe’ye baktığımızda sevilen yönetici deyince akla başkanlar geliyor. Aziz Yıldırım ve Ali Şen’in taraftarın gözünde yerleri bambaşkadır.  Aziz Yıldırım halen başkan ve kulüpteki başkanlık süresi 18 yıl oldu. Daha önceden de yapmış olduğu yöneticilik sürelerini de katarsak ömrünü kulübü için harcamış bir başkan dersek yanılmayız. İlk olarak Tanju Çolak’ın transferinde önemli rol oynamış olan Aziz Başkan daha sonra 1 oy farkla geldiği kulübüne 18 yıl başkanlık yapmış durumda. Artık kendisi taraftarın gözünde efsaneleşmiş durumda. Stadın yapımı, yeni tesislerin kazandırılması, Topuk Yaylası, kurumsallaşma gibi faktörler de cabası. Aziz Yıldırım’ın haricinde kulübün düştüğü zor durumlarda gelip takımı şampiyon yapan Ali Şen de taraftar tarafından çok seviliyor. İki başkanın haricinde rahmetli Şadan Kalkavan ve Abdullah Kiğılı da yaptıklarıyla sevilen yöneticilerdendir.
                Beşiktaş tarafında ise her takımın örnek olarak aldığı efsane başkan Süleyman Seba’yı ilk sıraya koymamız gerekiyor. Efendiliği, dürüstlüğüyle herkesin gönlünü fethetmiş bir yöneticidir. 100. Yıl şampiyonluğunda futbolculara ağabeylik görevini yapan ve futbolun içinden gelen Sinan Engin ile Beşiktaş’ın transfer cambazı olan Serdal Adalı da taraftar arasında çok sevilen isimler arasında.  Kulübe tesis kazandıran Nevzat Demir de camianın saygı duyduğu sevilen isimler arasındadır.
                Karadeniz Fırtınası Trabzonspor’da ise Trabzonlu olup camianın içinden yetişen kişilerin ön planda olduğunu söyleyebiliriz. Kulübün altyapısından başlayıp, futbolculuk, teknik direktörlük, yöneticilik ve başkanlık yapan Özkan Sümer Trabzon taraftarının vazgeçilmezlerindedir. Yine Ahmet Suat Özyazıcı da bu özelliklerle çok sevilir. Bunların haricinde Trabzon ismini siyasette de duyuran Mehmet Ali Yılmaz özellikle tesislerin kazandırılması sebebiyle çok sevilir. Yine kulübün ilk şampiyonluklarının gelmesinde büyük katkıları olan efsane başkan Şamil Ekinci çok sevilir.
                Bursaspor taraftarının unutamadığı ve çok sevdiği yöneticilere baktığımızda ise kulübün ilk ve tek şampiyonluğunun kazanılmasında büyük payı olan rahmetli Başkan İbrahim Yazıcı ile bir dönem siyasetle uğraşmış ve bir Türkiye Kupası kazandıran Cavit Çağlar’ı görüyoruz.
                Gençlerbirliği’ne ömrünü adamış İlhan Cavcav ile Gaziantepspor’un  en parlak zamanlarındaki başkanı Celal Doğan isimlerini söylememiş  olsaydık taraftarın sevdiği yöneticiler kısmında hata yapmış olurduk. 
Görüldüğü gibi taraftarın yöneticileri severken belli kıstasları göz önünde bulundurarak sevdiğini anlıyoruz. Bunlar taraftarın içinden gelme, kulübü benimseme, transferdeki başarı ve sansasyonel transferler yapma, sportif başarılar, kulübü kurumsallaştırma, stat ve tesis kazandırma ve son olarak ise takıma sahip çıkma. Son yıllarda ise kulübü ekonomik olarak iyi yönetme kısmını da ekleyebiliriz.  İşte taraftarla iyi geçinmenin ve sevilmenin sırrı bunlardır. Bunları sağlayan yöneticiler her daim aranan yöneticilerdir.  Biz de son söz olarak şunu söyleyelim:  Ülkemizdeki spor yöneticilerinin nefret dilini bir kenara bırakması ve sadece kendi taraftarınca değil tüm taraftarlarca sevilmesi temennimizdir.


Hiç yorum yok