PUANI KİM KAYBETTİ? ( ÇAYKUR RİZESPOR GALATASARAY )



Alt yapı antrenörü Reikerink çok bile kaldı. Yeni dönem başlıyor Tudor ile. O da sahaya inmeden, saha dışı bir çuval konu konuştuk. Etik miymiş, yakışmış mı gibi. Etik değil; bir antrenörün sözleşmesine, 150 bin Euro serbest kalma maddesi koydurmak etik değil ama! Neden, istediğim zaman göndereyim planıyla. Tutmazsa! Tuttu ve Galatasaray aldı. Boşuna arkasından ağlamayacaklar! Ne ekersen onu biçersin. Bkz. Yücel İldiz. Gelelim Bruma mevzusuna. Sarı kırmızılıları yakından takip eden muhabirler, hocasının sözünü dinlemediği gibi, küslük ve umursamaz davranmış defalarca. Eğer  böyleyse helal olsun Tudor'a! Giydiği formanın, bulunduğu seviyenin farkında olacak oyuncular! Koca Galatasaray futbolcuların nazına mı kaldı? Futbolcuya dayalı düzen, günümüzde takımlar üzerindeki en kötü oluşum. Varsa böyle bir durum, isim fark etmeksizin devam edilmeli bu mesajlara!

OLDU MU POLDİ?
Takımlar topa sert ve yakın baskı uygulayınca, rakip yarı sahada top yapmakta iki ekipte zorluk çekti. Temaslar bir hayli fazla olunca sık sık durdu oyun. Fakat ev sahibi oyuncuları daha fazla rahatsız eden taraftı. Hataya zorladılar ve sarı kırmızılıların aksayan ismi Semih'in hatasını değerlendiremediler. Ardından Galatasaray ilk girdiği gol pozisyonunda Podolski'nin ayağından skoru yaptı. Değinmeden geçemeyeceğim; köşe vuruşu esnasında ceza sahasında yaptığı hareket hiç yakışmadı. Orada bir kırmızı kart çıksa ki çıkmalıydı, bugün attığı golden bahsedemezdik.

Bu karşılaşmada sahadaki en önemli eksik ne Sneijder ne Bruma ne de Eren'di. Asıl eksik Kweuke idi. O olmayınca Çaykur Rizespor hücum yapamıyor. Olsaydı adım gibi eminim, ez az bir gol atardı. Galatasaray savunmasının hali belli. Gerçi Chedjou biraz sağlam göründü. Özellikle hava toplarında. Golü bulduktan sonra  hücumu düşünmeden paslaştı sarı kırmızılı oyuncular. Tempoyu düşük tutmak istediler herhalde.

ARKASI KESİLMEYİNCE
İkinci yarının başından itibaren daha önde basan taraf ev sahibi, püskürtmeye çalışan bir Galatasaray vardı. Sarı kırmızılıların bu denli baskı yemesinin sebebi, ileri uç oyuncularının savunma yapamaması. Yani savunmayı ileriden başlatamamaları. Topu ileride de tutamıyorlar. Galatasaray aleyhine çok tartışılacak şekilde bir ofsayt bayrağı kalktı ve sonu gol olmuştu. Bu sayılsa çok rahatlayacaklardı. 

Rize ataklarını zar zor savuşturan, bazen Muslera'nın devreye girdiği anlar yaşayan Tudor, önce Tolga ile orta alanı, sonra Ahmet ile savunmayı üçledi. Korkunun ecele faydası yoktu ama. Bağıra çağıra geldi beraberlik golü. Sözde skoru korumak için oyuna giren Tolga, çok basit ve gereksiz bir faul kazandırdı ev sahibine. Özgür Çek Muslera'yı çaresiz bıraktı. Haklarıydı bu gol. Çünkü sahada tek bir doğruyu bile yapmayan sarı kırmızılılar bana göre bir puanı bile hak etmedi! 

Fizik olarak bitik, son 45 dakika üç pas yapamayan, risk alan rakibine karşı atak geliştiremeyen oyuncu grubuyla Conte ne yapsın bırakın Tudor'u. Linnes'i oyundan alması hataydı bence. Hele Semih'in sol beke geçmesi tam bir fiyasko. Eski ve şimdiki öğrencisi Rodriguez yokları oynadı. Şimdi Bruma'yı niye almadıncılar saldıracaklar ona. Galatasaraylılara sesleniyorum; bu takım gelecek sezon şampiyonlar ligi ön elemesi oynasın, mucize sayın! Şuan toplanan puan zaten mucize gibi. Kimse kusura bakmasın; bugün Rizespor iki puan kaybetmiştir. Yasin'in 90+ da vuramadığı kafa vuruşuna rağmen... Haftaya Beşiktaş büyük ihtimalle Galatasaray formasını giyen oyunculara ders verecekler. Galatasaray demek gelmiyor içimden çünkü Galatasaray oyuncuları böyle silik oynayamaz ve ligin en güçsüz takımlarından birinden zar zor bir puan almaz! Galatasaray forması nasıl bu denli ucuzladı bence bunu açıklasınlar. Belki eksikler vardı diye bahane sunarlar da güldürürler bizi...

Hiç yorum yok