Murat Altun Yazdı: ZİHNİYET SORUNU (GALATASARAY DEĞERLENDİRMESİ)

Yıllardır Galatasaray'a zarar veren birkaç anlayış var. Lise zihniyeti, iyi insan psikolojisi ve camianın evladı düşüncesi. Bu oturmuş anlayış, kulübün neden yerinde saydığının baş göstergesi! 


Lise, son zamanlarda huzur evine döndü adeta. Kusura bakmasınlar, çağımıza uygun, modern anlayışta genç kongre üyeleri göremiyoruz. Hadi yaş ortalaması 50 diyelim. İyi de yarardan çok zararları var kulübe! Büyük bir camiaya yakıştıramıyorum. Armaya aşık insanlar, buradan mezun olmamış diye(!) o kürsüde, koltuklarda ve kongrede bulunamıyorsa, Galatasaray menfaati için sadece tribünlere bulunabiliyorlarsa, sistemin desteklenecek bir yanı yok demektir! Galatasaray kravatlıların değil, atkılılarındır' mottosu ölümsüzdür. 

Gelelim iyi insan ve evlat konularına...

Galatasaray şuan tartışmasız, Türkiye'nin en başarılı kulübü olduğu aşikar. Peki burası kumar oynanacak bir seviye mi? Tutar mı acaba diye nasıl hareket ediliyor gerçekten anlamıyorum. Hollanda semalarından hoş bir adam geldi, alt yapı antrenörü diye. Art arda giden kötü işlerden sonra, Reikerink için ne kadar kötü olabilir ki dendi. Sonra 'ne iyi insan' diye çok sevildi. Tamam ama bu beyin hiç teknik direktörlük tecrübesi yok! Hangi kritere göre gel ol dendi, bunun tam olarak açıklaması yapılamaz! Neymiş, iki kupa kazandı, birinde Fenerbahçe berbat oynadı digeri Muslera sayesinde kazanıldı. Allah razı olsun iki kupa için denilebilir; Cevat hocaya dendiği gibi! Ama koca bir lig maratonu, hayatı boyunca hiç yarışmamış bir 'alt yapı antrenörü' için ekstra large. İnkar edilemez! 

Bende iyi insanım. Zamanla bunu size kanıtlayabilirim. 7 yıllık basketbol tecrübem var, hiç A takımda oynamadım. Sinan Güler beni tavsiye etsin. En kötü benchte oturayım. Böyle birşey olabilir mi? Koskoca kulüp. Bu takım 20 puanda, oynanan oyuna bakınca şaşırıyorum. 10 karşılaşma geride kalmış, bireysel olarak (Muslera, Bruma, Podolski, Eren) maç ve puanlar kazanılmış, bir maç takım oyunu için örnek yok elimizde, hala toleranstan bahsediliyor. Teknik direktörlük, bu zamana kadar, yere dubaları koyup; 'hadi çocuklar! Geçin bunların aralarından' diyen bir beye verilemez! Her maç hata var ve resmen Allah yardım ediyor; iyi insan ya... 

Tek maçlık finalde şans yanında olabilir, fakat 34 hafta şans yüzüne gülmez. Yedi hafta güldü, sonrası malumunuz. Geldiğinde mecburiyetti ve bir iddiası kalmamıştı takımın sizde katılırsanız. Yeni sezon öncesi bir kupa ile kendini kandırdı tüm camia. Galatasaray teknik direktörlük öğrenilecek bir takım değildir! Reikerink için son sözlerim; iyi insansa cennete gitsin İnşallah. Birinin iyi insan olması, kaldıramayacağı yükün altına girebilir anlamına gelmez...

Galatasaray'ın evladı! Orta yapamaz, şutlar dağlara taşlara gider, yatar bir buçuk sene maaş alır ama Galatasaray'ın evladı o! 30-35 milyon Galatasaray evladı var. En çok taraftar üzülüyor. Peki, onların umurunda mı? Bırakın atın artık bu zihniyeti! İki tribüne oynayan oyuncuya aşık olunuyor. Yahu şıp sevdi misiniz? Özellikle yabancı oyunculara aldanılıyor. En ufak olumlu harekette ilah, büyük tepki görebilecek davranışta herkes görmezden geliyor. Berbat bir performans gösterir; 'olsun, ezeli rakibindeki oyuncuyu küçük düşürdü' diye ses edilmez! Aslında takıma en büyük zararı taraftarlar veriyor ama bence dünyanın en duygusal taraftarı Galatasaraylılar. Lakin bu duygusallık ne yazık ki hep suistimal ediliyor...

Hiç yorum yok