Murat ALTUN Yazdı: SEN BİR MELEKSİN ( GENÇLERBİRLİĞİ – GALATASARAY )


Reikerink bey sistemini ve istikrarını koruyor maşallah. Sakatlıklar olmasına rağmen, geniş kadrosunu rahatça kullanabiliyor. Sneijder’in olmayışı bana göre avantaj bu deplasmanda. Bu sezon beklenen performansı veremiyor. Çaykur Rizespor mücadelesinde yaptığı iki asist dışında, somut bir katkısı yok desek yeri. Yasin yerine Podolski’yi bekleyenler çoğunluktaydı kanımca. Antalyaspor ve Milli arada Levski Sofya ile oynanan hazırlık maçında yeterli görüntü vermişti katılırsanız. Sabri’den de vazgeçmemesi, taraftar nezdinde homurdanmalar yaratmıyor değil.
GERİ VİTES
Galatasaray muazzam bir başlangıç yaptı. Gençlerbirliği oyuncularının top daha ayağına değmeden iki net pozisyon yakalayıp bir de golü buldular. Bu iyi başlangıç sadece on dakika sürdü yalnız. Herkesi çalımlayan Bruma karşı karşıya kaleciyi çalımlasa, erkenden rahatlatacaktı takımını ama üzerine vurdu. Aşırı sabırla pas yaptılar ama nasıl? Canları sıkılmışçasına, parkta havadan sudan muhabbet ederken al ver yapan arkadaşlar gibi. Takıma, oyuna hiçbir faydası yok! Galatasaray’da oturmuş kötü alışkanlıklar var. Bunlardan bir türlü kurtulamadılar. Muslera’ya atılan geri pasları sayabilen varsa söylesin. Ben beşten sonra saymadım. Zaten hazır bu kadar top geliyorken, bir de çalım atıp ayağa kaldırdı taraftarları yine.
Tek farklı öne geçtikten sonra oyunu rölantiye neden aldılar anlamadım doğrusu. Hücumu ikinci plana atıp tek dertleri topa sahip olmaktı. Sarı kırmızılıların geri vitesi bozuk. Bir kere geriye oynadıklarında takılı kalıyor. Ev sahibi pek etkili olamadı. Zaten pozisyonların hepsini Galatasaraylı oyuncular verdi rakibine. Uyku modundan çıkmak için kalesinde gol görmeleri gerekiyor herhalde.
Ankara temsilcisi sürekli Sabri’nin kanadını kullanma eylemindeydi. Zaaflarının farkındalar çünkü. Bir pozisyonda sarı kart gördü ama dikkatli izleyenler topa müdahale ettiği görebilir. Solda Carole çok iyi olduğu için sağ taraf atakları cazip oldu.
HÜCUM YAPMADILAR
Golden sonra Galatasaray resmen üzerine çağırdı, gel golü at diye. Ama Muslera’nın o golü yemeye niyeti yoktu. Onun müthiş kurtarışları olmasa, birkaç farklı mağlup olurdu sarı kırmızılılar. Aslında Podolski ve Sabri hamleleri, ikinci 45 dakikaya başlangıçta yapılmalıydı. Çünkü sarı kırmızılı oyuncular ruh gibiydi sahada. Bir pozisyonda top ağlara gitse de geçersiz sayıldı ofsayt nedeniyle.
Bu mücadele Galatasaray’ın galibiyetle nasıl bitti hâlâ inanamıyorum. Bir yerde durup düşünüyorum; 2011 yılında sarı kırmızılıların arasına bir melek katıldı. Öyle bir melek ki, oynadığı oyunla çoğu kez sevinmeyi hak etmemesine rağmen, yine de kurtardı arkadaşlarını. İnanılmaz bir adam Muslera. Bu akşam yaptığı kurtarışlar kelimelere sığmaz.
Bütün oyuncuların toplanıp, sergiledikleri rezil performans için Muslera’dan tek tek özür dilemesi lazım. İlk on dakika dışında kendilerine hiç yakışmayan bir oyun ortaya koydular. Ev sahibi bundan daha iyi olan Galatasaray takımlarına yenilmemişti geçtiğimiz sezonlarda. Son beş maçta, berabere bitenlerinde hepsini karşılaştıralım, en kötü oyununu bu akşam sergilemiştir Galatasaray, hem de kazanıp ayrılarak!

İbrahim Üzülmez soyunma odasında 80 dakika ruhsuz oynayan Galatasaray’a nasıl kaybederiz diye dövünüp durmuştur. Bu oyun üzerinden sarı kırmızılı oyunculara temiz bir fırça şart. Trabzonspor maçı öncesi, sezonun en kritik deplasmanlarından birinden üç puanla ayrıldıkları için ne kadar şükretseler az. Bırakın bu galibiyeti; Muslera olmasa, Galatasaray’ın bir iki şampiyonluğu bile eksik olurdu. Şimdiden heykel çalışmalarına başlamaları lazım…

Hiç yorum yok